Tarihin soluk aldığı Osmanlı eserleri
Balkanlar'dan Hindistan'a, Kuzey Afrika'dan Endonezya'ya kadar uzanan Osmanlı, gelecek nesillerin tarih, kültür ve genel anlamda medeniyet inşasına etti. Üç kıta da asırlar boyu hükmeden cihan devleti Osmanlı, Türk-İslam sanatını geliştirerek tüm dünyada şaheserlerini ortaya koydu. Dünya sanat tarihinde de önemli bir yere sahip olan Osmanlı, gittiği her yere yüzyıllar geçse de silinmeyecek izler bırakarak medeniyetinin köklerini saldı. Günümüzde yıllara meydan okuyarak ayakta kalan bu eserler, adeta tarihin soluk aldığı yerlerdir. İşte sizler için mutlaka görülmesi gereken Osmanlı eserlerini derledik.
Giriş Tarihi: 21.03.2019
16:09
Güncelleme Tarihi: 07.11.2019
13:37
TARİHİ CAMİ YIKILMAK İSTENDİ!
Kare planlı olan Sinan Paşa Camii, tek kubbe ile örtülüdür. Tek şerefeli olan minaresi 43.5 metre yüksekliğindedir. Hıristiyanlar tarafından cami inşaatında civardaki bir kiliseye ait inşaat malzemelerinin, kullanılmış olabileceği ihtimali üzerine, yapıda 1939'da Arkeoloji kazı çalışmalarına başlanmıştır. Bu çalışmalar esnasında caminin üç kubbeli son cemaat yeri yıkıldı. Arkeoloji kazı çalışmaları bahanesiyle caminin yıkılacağını anlayan şehirdeki Türk ve Müslüman cami için hazırlanan bu yıkım planını durdurdular. Balkan ülkelerinin tamamında bu gibi bahanelerle birçok caminin yıkıldığı bilinir.
Sinan Paşa Camii'nin içinde 19. yüzyıla ait kalem işi duvar süslemeleri bulunur. Duvar resimlerinde manzara tasvirleri, natürmortlar, akantus yaprakları ve bitkisel motifler işlendi. Günümüzde cami ibadete açıktır. Minber mermer olup, üzeri kalem işi ile geometrik işçilikli ve ahşap korkulukludur.
Doğubayazıt'ın 7 km. güney doğusunda, Eski Beyazıt'a ve ovaya hâkim yüksek bir tepenin üzerine kurulmuş, pek çok bölümleri olan komple bir saraydır. Birinci Dünya Savaşına kadar Bayezid Sancağı bu saraydan yönetilmişti.
"Medeniyetler geçidi'' olarak nitelendirilen Ağrı'da yer alan ve Türkiye'de, Topkapı Sarayı'ndan sonra ikinci büyük saray olan kartal yuvası görünümlü İshak Paşa Sarayı, 2 bin rakımlı Doğubayazıt'a hâkim bir tepeye inşa edildi.
Sarayın yapımına 1685 yılında Çıldır Atabeklerinden Çolak Abdi Paşa tarafından başlanıldı ama aynı soydan gelen Küçük İshak Paşa zamanında 1784'te yani tam 99 yıl sonra tamamlandı. Ahsıkalı bir mimar tarafından yapılan saray, Karaburun tepesi üzerine terası, iki avlu ile bu avluları çevreleyen çeşitli yapı topluluğundan meydana gelir.
SANAT TARİHİNİN EŞSİZ YAPISI
Bir saray için gerekli tüm bölümler bulunur. Bunlar; harem, harem odaları, aşevi, hamam, toplantı salonları, eğlence yerleri, mahkeme salonu, cami, çeşitli hizmet odaları, oturma odaları, uşak ve seyis odaları, muhafız koğuşları, cezaevi, erzak depoları, cephanelik, tavlalar, bodrum katlarında çeşitli hizmet odalarıdır. Her odada ocak, dolap yerleri de görülür.
Sarayın girişi, savunulması en zor yer olan doğu cephesindedir. Selçuklu sanatının özelliklerini taşıyan İshak Paşa Sarayı, tarih ve sanat tarihi yönünden eşsiz bir değere sahiptir.