Tarihte yolculuk: Osmanlı tarihinden 5 ilk
Asırlar boyunca üç kıtada hakimiyet gösteren Osmanlı Devleti hem döneminin hem de dünya tarihinin en güçlü devletlerinden biri olma özelliğini taşır. Peki, bu görkemli tarihin ilklerine ne kadar hakimsiniz? İnsana ve insan sağlığına son derece önem veren Osmanlı, salgın hastalıklarının imparatorluk topraklarında yayılma ihtimaline karşı nasıl tedbirler aldı? Fatih Sultan Mehmet, Eski Sara'yı neden inşa ettirdi? Ecdadımızın ilk kız öğretmen okulu hangisiydi? İşte Osmanlı tarihinden az bilinen 5 ilk...
Giriş Tarihi: 02.06.2020
13:01
Güncelleme Tarihi: 09.07.2020
20:56
Kâtip Çelebi, 1017 Zilkadesinde (Şubat 1609) İstanbul'da doğdu. Hayatına ait orijinal bilgileri bizzat kaleme aldığı otobiyografilerinde ve yeri geldikçe öteki eserlerine serpiştirdiği kısa notlarda bulmak mümkün. Beş yaşında iken babasının özel olarak tuttuğu İsa Halîfe el-Kırımî'den ilk dini bilgileri aldı ve Kur'an'ı kısmen ezberledi. Daha sonra İlyas Hoca'dan dil bilgisi, Böğrü Ahmed Çelebi adlı hattattan yazı dersleri aldı.
Arşiv fotoğraflarıyla Osmanlı'nın tarihi evleri
İLİM VE DİN ARASINDAKİ KUVVETLİ BAĞ
On yıl kadar geceli gündüzlü ilimle uğraşan Kâtip Çelebi bazen kendini tamamen bir kitaba verir, her şeyi unutur, odasında güneşin doğmasına kadar mum yanar ve bundan hiç yorgunluk duymazdı. Ayrıca bazı talebelere ders veren Kâtip Çelebi 1645 Girit seferi münasebetiyle harita yapımıyla da ilgilendi. Bu sıralarda mukabele baş halifesiyle kadro meselesi yüzünden tartışınca memuriyetten ayrıldı.
Diğer öğrenciler yanında kendi oğluna da çeşitli konularda ders veren Kâtip Çelebi, hastalığı sırasında tedavi yollarını öğrenmek amacıyla bir yandan tıp kitaplarını okurken bir yandan da manevi çareler aramak için esma ve havas kitaplarını inceledi. Zira temiz bir gönülle edilen duaların şifalı tesirlerinden emindi.
Gerek hayat hikâyesinden gerekse devrinin kaynaklarından aşırı derecede kitaba düşkün olduğu anlaşılan Katib Çelebi en çok tarihi ve biyografik eserlerle meşgul olmuş. Tarihi bir olayı aydınlatmak için birçok kitap karıştırmıştı. Arapça Fezleke'sini yazarken elinden bin 300 eserin geçtiğini belirtmekte.
Bunu Takvimü't Tevarih'i için de tekrarlar. Şehrizade Mehmed Said, onun tarih bilgisi ve sahip olduğu tarih kitapları bakımından kendinden önce ve sonra gelen tarihçileri geçtiğini söylediğini nakleder.
OSMANLI DEVLETİ'NDE ÇIĞIR AÇAN ESER
Osmanlı Devleti'nde Batı kaynaklarına başvuranların belki de ilki olan Kâtip Çelebi, aşağıda adları verilen tercümelerinden başka Aristo'nun felsefesinin şerhinden Meteora kitabının sekizinci meselesini, Jovans'ın Theatrum orbis terrarum adlı eserini ve Philippus Cluverius'un eski ve yeni coğrafya kitaplarına giriş olmak üzere yazdığı eserini de Türkçe'ye kazandırmıştır. Bu arada faydalandığı eserleri eleştirmekten çekinmemiştir.
OSMANLI DEVLETİ'NDE ÇIĞIR AÇAN ESER
Cihannümâ, coğrafya konusunda Osmanlı Devleti'nde çığır açan bir eserdir. Batılı eserlere müracaat ederek oluşturulan bu eser, bir dönüşümü de gerçekleştirmiş, Müslümanların coğrafya ve astronomi konusundaki görüşlerine batılı bilgileri, bazen ikame, bazen de ilave etmiştir.
Cihannümâ iki defa kaleme alınmıştır. Birinci Cihannümâ'nın başlıca kaynağı Ebu'lFida'nın "Takvimü'l-Büldan"ıdır. Birinci Cihannumâ 1648 yılında, İkinci Cihannumâ ise 1654 yılında yazılmaya başlanmıştır.
Eserde, dört unsur işlenmesi düşünülmüş, ancak sulardan bahsedilen üçüncü bab yazılmıştır. Burada denizler, göller, nehirler anlatılır. Dördüncü bab, arza tahsis edilmiş, burada memleketler ve şehirler anlatılacakken tamamlanamamış, Endülüs; Mağrib ülkeleri (Kuzey Afrika) olan Fas, Cezayir, Tunus ve Libya; İklim-i Rum yani Osmanlı ülkesi verilmekte, Bursa, İstanbul, Edirne, Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa kısmı yani Rumeli, Bosna ve Macaristan'dan, en son Hatvan şehrinden bahsedilmiştir.