Vatan savunmasına adanmış bir ömür: Mareşal Fevzi Çakmak
Yaşamının yarısından fazlasını büyük bir asker ve komutan olan savaş meydanlarında geçiren Mareşal Fevzi Çakmak, yoluna çıkan tüm zorluklara rağmen idealleri ve düşüncelerinden taviz vermeden vatan topraklarını koruyan bir kahraman olarak tarihe geçti.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilk Genelkurmay Başkanı Çakmak, Mondoros Mütarekesi'nin tek taraflı uygulanması ve İzmir'in Yunan ordusu tarafından işgaline karşı durdu.
Çakmak, "Düşmanın ilerlemesine karşı halkın katiyen tereddüt ve endişe etmesine mahal yoktur. Düşmanın, Anadolu içerisine doğru uzanmak isteyen kolları mezarlarına yaklaşıyor." diyerek halka ve orduya moral verdi.
Giriş Tarihi: 09.04.2018
12:22
Güncelleme Tarihi: 09.04.2018
14:49
İstanbul hükümeti tarafından Anadolu'ya geçmesi hoş karşılanmayan Fevzi Çakmak için 27 Mayıs 1920'de İstanbul 1'inci İdare-i Örfiye Divan-ı Harbi tarafından gıyaben askerlikten uzaklaştırılmasına, nişan ve madalyalarının geri alınmasına ve idamına karar verildi.
9 Kasım 1920'de Genelkurmay Başkanı Albay İsmet Bey'in Batı Cephesi Kuzey Kesimi Komutanlığı'na atanarak ayrılması nedeniyle Genelkurmay Başkan Vekilliğini de üstlenen Fevzi Çakmak'ın rütbesi İkinci İnönü Zaferi'nin ardından 3 Nisan 1921'de TBMM tarafından Orgeneralliğe (1'inci Ferik) yükseltildi.
Fevzi Çakmak, Eskişehir ve Kütahya'da istenilen sonucun alınamaması üzerine halkta ve ordu içerisindeki moral bozukluğuna karşı gerek TBMM'de gerekse yaptığı konuşmalarla gerekse verdiği beyanatlarla moral yükselten kişiydi.
"Düşmanın kolları mezarına yaklaşıyor"
Fevzi Çakmak, bu moral bozukluğuna karşı verdiği bir beyanatında, "Düşmanın ilerlemesine karşı halkın katiyen tereddüt ve endişe etmesine mahal yoktur. Düşmanın, Anadolu içerisine doğru uzanmak isteyen kolları mezarlarına yaklaşıyor. Bu yeni sefer, düşmanın ölüm yolculuğudur." ifadelerini kullandı.
5 Ağustos 1921'de Milli Savunma Bakanlığı'ndan ayrılan ve asaleten Genelkurmay Başkanı olan Fevzi Çakmak, 12 Temmuz 1922'de de Bakanlar Kurulu Başkanlığından ayrılarak Büyük Taarruz hazırlıklarıyla ilgilenmek üzere cepheye gitti.
"Düşmanın kolları mezarına yaklaşıyor"
Fevzi Çakmak, 31 Ağustos 1922 tarihinde de Büyük Zafer'in kazanılmasındaki yüksek hizmetlerinden dolayı TBMM tarafından mareşalliğe terfi ettirildi. Böylece Kurtuluş Savaşı'nın Atatürk'ten sonra ikinci mareşali Fevzi Çakmak oldu.
5 Ağustos 1921- 3 Mart 1924 tarihlerinde Erkan-ı Harbiye-i Umumiye vekilliği, 3 Mart 1924'ten yaş haddinden emekli olduğu 12 Ocak 1944 tarihine kadar da Genelkurmay Başkanlığı görevini sürdürdü.
"Düşmanın kolları mezarına yaklaşıyor"
Yaşamının büyük kısmını asker olarak geçiren ve yurt savunmasında titizlikle görev yapan Fevzi Çakmak, yarım asrı bulan fiili hizmetinin büyük bölümünde Arnavutluk Harekatı, İtalyan Harbi, Arnavutluk İsyanı'nın bastırılmasını sağlayarak, Balkan Harbi, 1'inci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı cepheleri ve muharebe meydanlarında tümen, kolordu ve orduları komuta etti.
Bu savaşlardaki üstün gayretleri ve zafere katkıları karşılıksız kalmayan Fevzi Çakmak'a "Gümüş İmtiyaz Madalyası, Altın İmtiyaz Madalyası, Altın Muharebe Liyakat Madalyası ve İstiklal Madalyası ile Avusturya-Macaristan Harp Nişanı, Alman Kronodör Nişanı, Alman Demir Haç Nişanı, 1'inci Mecidi Nişanı, 5'inci Mecidi Nişanı, Kılıçlı 2'nci Osmani Nişanı, 4'üncü Osmani Nişanı" verildi.