İstanbul’un Fethi ile gelen yenilikler
İnsanların yaşantıları, beslenme alışkanlıklarının belirlenmesinde ve değişiminde öncü olmayı arz eder. Zengin bir yemek kültürüne sahip olan milletimiz için de tahıl, et ve bakliyattan farklı olarak; üstelik yakın bir zamandan itibaren denizlerden gelen bir lezzet sofralarımızı süslüyor. İstanbul'un Fethi ile gerçekleşen birçok yenilik içerisinde deniz ürünleri de ziyafetlerimizde yerini aldı. Medeniyetlerin beşiği İstanbul'un kendine has kültürlerinden balık kültürünü sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 13.03.2019
19:51
Güncelleme Tarihi: 13.03.2019
19:55
1 Ağustos ile 31 Mart tarihleri arasında avlanabilen Karagöz, kuyruk sapı kısmındaki büyük siyah leke ile özelleşen bir balıktır. Genellikle kayalık bölgelerde, bol girintili çıkıntılı adacıkların içinde rastlanır. Ağız yapısı küçük olduğu için, yemini ısırarak küçük parçalara ayırır ve iyice yumuşayan yemi tek seferde yutar. Küçük balıklarla ve kabuklularla beslenir.
Tıpkı Karagöz'de olduğu gibi 1 Ağustos ile 31 Mart tarihleri arasında avlanabilen bu balık doğal ortamında büyük boyutlara gelebilen bir balıktır. Saldırarak avlanan bir balık olduğundan, avcılığında da parlak ve ilgisini çekecek hareketli materyaller kullanılır. Taşlık ve kayalık diplerde, enkaz ve batıklarda sıklıkla rastlanır.
Denizde karşılaşılabilecek olan en inatçı, hırçın ve güçlü balıklardan birisi olan Trança, genellikle kıyılarda kolayca yakalanabilecek bir balık değildir. Karanlık, derin, taşlık zeminlerde ve kayalıkların arasında sıklıkla rastlanır. Avcılığında canlı yemler ağırlıklı olarak kullanılır. Yemin çeşitleri ise sübyeler, kalamar, karides ve küçük balıklar olarak sıralanabilir.
Çeşitli boylarda çeşitli isimler alan Çipura, Türkiye'de, özellikle Ege'de çok yaygın şekilde yetiştirilip avlansa da, boğaz bölgesinde de avcılığı yapılan önemli türlerdendir. Balıkçılar arasında da yaygın olarak bilinen şekli ile çipura, son derece temkinli, tedirgin ve aynı zamanda ürkek bir balıktır. Gördüğü yeme direk olarak saldırmaz, onu ilk önce uzaktan izler ve takip eder. Beslenme alışkanlığı içinde tükettiği kabuklu canlılar, onun güçlü bir çeneye sahip olduğunun en önemli kanıtıdır.
İnce, uzun, esnek, kıvrak ve parlak derisi ile suyun içinde olduğu kadar suyun dışında da büyük ilgi gören Zargana, suyun daha çok ışık alan bölgesinde yaşar ve orada beslenir. Vücut yapısı ile ters orantılı olarak son derece hırçın ve saldırgan olan bu balık, tipik şekilde diğer balıklar, yumuşakçalar ve kabuklularla beslenir. Boğazdan Ege'nin güneyine kadarki su alanında yayılım gösterir. Sıcak havalarda açıkta, soğuk havalarda kıyılara yaklaşır. Sürüler halinde dolaşır, suyun içinde yüzerken oka benzer.