Karadeniz'in kendisine hayran bırakan rotaları
Dünyanın en uzun ikinci mağarasının Karadeniz'de olduğunu biliyor muydunuz? Bu kareleri görünce daha önce Karadeniz'i görmediyseniz mutlaka gitmek isteyeceksiniz. İşte Karadeniz'in birbirinden güzel rotaları...
Giriş Tarihi: 22.03.2019
19:32
Güncelleme Tarihi: 23.03.2019
12:17
Kuzalan Şelalesi / Mavigöl
Giresun'a 45 km, Dereli İlçesine 13 km mesafededir. Alancık Köyü Kuzalan Mahallesinde bulunur. En yüksek noktası 1800mt yükseklikteki Dikoluk Pınarı ve Marazlı Tepesidir.482 hektar alana sahiptir. Kuzalan Şelalesi, Mağaralar, anıt ağaçlar, tarihi değirmenler gibi zengin güzelliklerinin yanında pek çok canlı çeşitliliğine, farklı bir ekosisteme ev sahipliği yapmaktadır.60 farklı familyaya ait 129 bitki türü, 36 familyaya ait 105 kuş türü de tabiat parkı içinde yer almaktadır. Ayrıca; tarihi güzelliklerden Manastırlar, Kaleler, Kemer Köprülerde göze çarpar. Tabiat Yürüyüşü, foto safari, bisiklet safari, atv, kaya tırmanışı, olta balıkçılığı, kuş gözlemciliği yapılabilmektedir.
Giresun'a 32 km. uzaklıkta bulunan, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde sodalı suyun dere halinde aktığı tek yer olma özelliğine sahip. Mavi Göl özellikle belirli aylarda turkuaz rengine bürünmektedir. Büyüklü küçüklü 3 gölden oluşan, halk arasında 'Sodalı Göl' diye adlandırılan Mavi Göl'ün suyu, kireç taşları ve sodalı suyun etkisiyle turkuaz rengi almaktadır.
ORTA KARADENİZ’DE GEZİLECEK YERLER; AMASYA
Amasya, Karadeniz Bölgesi'nde Amasya ilinin merkezi olan kenttir. 2014 yılı itibarıyla toplam 321.913 nüfusa sahiptir. Merkez ilçe ise 135.950 nüfusa sahiptir. Orta Karadeniz Bölümü'nde yer alır. Anadolu'nun eski yerleşim alanlarından biridir. Hititlerden başlayarak çeşitli uygarlıkların merkezi olmuştur.
Ziyaret beldesi yolu üzerinde şehir merkezine 3,3 km uzaklıktadır. Kaya mezarlarının en iyi işlenmiş ve tamamlanmış olanıdır. Yerden dört basamakla çıkılan mezar düz bir kayaya oyulmuştur. Genişliği 9,8 metre yüksekliği 13 metre'dir. Dış cepheden bakıldığı zaman usta bir taş işçiliği ile yapıldığı görülebilir. Mağaranın dış cephe yüzeyi perdahlanarak parlatılmıştır. Buraya Aynalı Mağara denmesinin nedeni de, güneş vurduğu zaman mağaranın cephesinin parlamasıdır. Bu yapı, M.Ö. 2. yy da Helenistik çağda Amasya'da yaşamış Mitra Rahibi TES'in anıtsal mezarıdır. Mağaranın içinin çok geniş olması ve duvarlarda yer alan renkli resimler ve mağaranın alınlığında yazan "Büyük Rahip Tes" yazısı bu mezarın TES'e ait olduğunu desteklemektedir. Mezar odası dikdörtgen biçiminde olup, girişin sağ tarafında mezar nişi ve çukuru (teknesi) bulunmaktadır. Dikdörtgen şeklindeki mezar odasının yüzeyi ikinci kullanım olarak, 11. yy.'da Bizanslılar tarafından keşişhane olarak kullanıldığı ve bu kullanımda yapıldığı tahmin edilen renkli duvar resimleri bulunmaktadır. Tonoz kısmında altısı sağda, altısı solda olmak üzere on iki havari tasvirleri vardır.
Roma Döneminde, zamanın kent merkezi durumundaki Kale ve çevresini Yeşilırmak'ın karşı kıyısına, yani kentin yerleşim yerine bağlamak üzere inşa edilmiştir. Düzgün kesme taşlarla dört yüksek kemer oluşturacak biçimde inşa edilen köprünün bu yüksek ayakları zaman içinde Yeşilırmak'ın yükselen yatağına gömülmüş, kemerlerin sadece üst kısımları görünür kalmıştır. Kemerlerin üzerindeki köprü tablası da su yüzeyine yaklaştığından halk bu zamandan sonra köprüyü, bugün de kullandığımız haliyle "Alçak Köprü" olarak adlandırmıştır. 19. yy'a kadar bu haliyle kullanılagelen köprünün tehlike oluşturabileceğini düşünen Mutasarrıf Ziya Paşa 1865 yılında köprünün bu alçak kemerleri üzerine on bir ayaklı, ahşap, yeni bir köprü kurdurmuştur. Ancak bu yeni köprü çok uzun ömürlü olmamış, 1881 yılında yaşanan taşkında Yeşilırmak'ın sularında kaybolup gitmiştir. Mutasarrıf Atıf Bey zamanında eski kemerlerin üzerine bir kez daha yeni bir köprü kurulmuş, bu yeni köprü bir önceki ahşap köprüden daha sağlam inşa edilmiştir. Kullanılmayan bir kilisenin taşlarından faydalanılarak yapılan bu ikinci köprü, 1965 yılında biraz daha güçlendirilerek günümüze kadar ulaşmıştır.
Amasya Saat Kulesi, Nergis Köprüsü üzerinde 1865 yılında Ziya Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bu tarih saat kulesinin ilk yapılış tarihidir. Kaidesi dörtgen prizma şeklinde ve mermerden yapılmış, gövdesi silindirik bir görünümüne sahip ve tuğladan yapılmış olan Amasya saat kulesinin üst bölümü (saat bölümü) yine dörtgen prizma şeklindedir ve ahşaptır. Dört yüzünde her yönden görülebilecek saatler bulunmaktadır. Yapımından 75 yıl sonra önemli bir deprem yaşayan Amasya saat kulesi bu depreme rağmen ayakta kalabilmiştir. Depremin yıkamadığı saat kulesini, 1940 yılında Hükümet Köprüsü'nün yapımına engel olduğu nedeniyle Siyasi İktidara bağlı yerel yönetim tarafından yıktırılmıştır. Yıllar sonra bu güzelliğin ve sağlam yapının yıkılmasını içlerine sindiremeyen Asmaya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Eğitim Vakfı, Amasya Valiliği ve Amasya Belediyesi ile ortak çalışmalar gerçekleştirerek, Amasya saat kulesinin yeniden yapımına başlamışlar ve 2002 yılında tamamlayarak hizmete sunmuşlardır. Bugün gördüğümüz saat kulesi, eski saat kulesi ile ayni özellik ve ölçüleri taşımasına rağmen her zaman yıkılmış ve yeniden yapılmış bir kule olarak bilinecektir.