Karadeniz'in kendisine hayran bırakan rotaları
Dünyanın en uzun ikinci mağarasının Karadeniz'de olduğunu biliyor muydunuz? Bu kareleri görünce daha önce Karadeniz'i görmediyseniz mutlaka gitmek isteyeceksiniz. İşte Karadeniz'in birbirinden güzel rotaları...
Giriş Tarihi: 22.03.2019
19:32
Güncelleme Tarihi: 23.03.2019
12:17
Amasya Saat Kulesi, Nergis Köprüsü üzerinde 1865 yılında Ziya Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bu tarih saat kulesinin ilk yapılış tarihidir. Kaidesi dörtgen prizma şeklinde ve mermerden yapılmış, gövdesi silindirik bir görünümüne sahip ve tuğladan yapılmış olan Amasya saat kulesinin üst bölümü (saat bölümü) yine dörtgen prizma şeklindedir ve ahşaptır. Dört yüzünde her yönden görülebilecek saatler bulunmaktadır. Yapımından 75 yıl sonra önemli bir deprem yaşayan Amasya saat kulesi bu depreme rağmen ayakta kalabilmiştir. Depremin yıkamadığı saat kulesini, 1940 yılında Hükümet Köprüsü'nün yapımına engel olduğu nedeniyle Siyasi İktidara bağlı yerel yönetim tarafından yıktırılmıştır. Yıllar sonra bu güzelliğin ve sağlam yapının yıkılmasını içlerine sindiremeyen Asmaya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Eğitim Vakfı, Amasya Valiliği ve Amasya Belediyesi ile ortak çalışmalar gerçekleştirerek, Amasya saat kulesinin yeniden yapımına başlamışlar ve 2002 yılında tamamlayarak hizmete sunmuşlardır. Bugün gördüğümüz saat kulesi, eski saat kulesi ile ayni özellik ve ölçüleri taşımasına rağmen her zaman yıkılmış ve yeniden yapılmış bir kule olarak bilinecektir.
Amasya Kalesi, Amasya İl merkezinin kuzeyini kaplayan Harşena Dağı üzerindedir. Harşena Kalesi adıyla da bilinir. Amasya Kalesi'nin üzerinde inşa edildiği kaya denizden 700 metre Yeşilırmak'tan ise 300 metre yüksekte bulunmaktadır. Bazı tarihçilere göre kaleyi Pontus Kralı Mithridates yaptırmıştır. Bazılarına göre ise Kumandan Karsan veya Harsana yaptırdığı için kale Harşana/Harşena ismini almıştır.
Amasya Kalesi, tarihi mücadeleler içinde birçok kez el değiştirmiş ve bunların çoğunda tahrip olmuştur. Persler, Romalılar, Pontus ve Bizanslıların egemenlikleri döneminde birçok saldırıya uğrayan kale her seferinde yeniden inşa edilmiştir. Kale 1075'te Türklerin Amasya'yı fethetmesinden sonra önemli bir onarım görmüştür. 18. yy.'a kadar kullanılan kale, bu yüzyıldan sonra askeri önemini kaybetmiştir.
Samsun, Türkiye'nin büyükşehir statüsündeki otuz ilinden biri ve ilin merkezi konumundaki şehirdir. Karadeniz Bölgesi'ndeki Orta Karadeniz Bölümü'nde yer alır ve 1.335.716 kişilik nüfusuyla bölgenin en yüksek, Türkiye'nin ise on altıncı en yüksek nüfuslu ilidir.
Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti
Kızılırmak Deltası, 56.000 hektar genişliğinde, irili ufaklı 20 adet göl ile büyük bataklık ve sazlık alanlardan oluşması, çok büyük bir alana sahip olması ve de barındırığı kuş sayısı bakımından yalnızca Türkiye için değil tüm dünya ekolojisi açısından büyük öneme sahiptir. Yaban hayatı geliştirme sahası olarak ilan edilen bu alan Ondokuzmayıs, Bafra ve Alaçam ilçelerini kapsamaktadır. Doğal özellikleri büyük ölçüde korunabilmiş, ülkemizin Karadeniz kıyısındaki tek sulak alanıdır. Kızılırmak Deltası, göç sırasında Karadeniz'i doğrudan aşan kuş türleri için yaşamsal önem taşımaktadır. Batı Palaearktik bölge içerisinde yaklaşık 1.100 kuş türü yaşamakta olup bu türlerin % 40'ı yani yaklaşık 460 çeşidi Türkiye'de belirlenmiştir. Bu bölgedeki kuş türlerinin ise yaklaşık %35'i Kızılırmak Deltası'nda tespit edilmiş olup yaklaşık % 15'i burada üremektedir.
Amisos Tepesi ve Kakanca Tümülüsleri
2004 yılında başlatılan kurtarma kazılarıyla birlikte Baruthane Tümülüsleri olarak adlandırılan iki yığma tepenin altından mezarlar ortaya çıkarılmıştır. Baruthane Tümülüslerinin Mitridates sülalesinin hüküm sürdüğü Helenistik Dönem'de yapıldığı anlaşılmaktadır. Samsun Müzesi ile İstanbul Üniversitesi'nin birlikte yürüttüğü bilimsel kazıların sonunda iki ayrı mezar ortaya çıkarılarak ziyarete açılmıştır. İlkadım ilçesi Cedit Mahallesinde yapılan bir kurtarma kazısında Amisos Dönemi'ne ait bir aile mezarı ve bu aileye ait hazine ortaya çıkarılmıştır. Mezardan çıkarılan buluntular, Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nin en değerli koleksiyonlarından birini oluşturmaktadır. Amisos'ta nasıl bir yaşam zenginliği olduğunu da gösteren bu altın ziynet eşyaları (ölü armağanları), çanak-çömlek, cam ve mermerden yapılmış arkeolojik eserlerin incelenmesinden, erkek mezarının Pontus Krallığı'nın en üst düzeydeki yöneticilerinden birine, diğer mezarların da bu kişinin eşi ve kızına ait olduğu düşünülmektedir. Mezarda bulunan toprak, cam, metal ve mermer eserler MÖ 4. yüzyıla tarihlenmiştir.