Arama
Neden Pazartesi Sendromu yaşarız?
Pazartesi Sendromu kişinin okul ve iş hayatını olumsuz etkileyerek gergin zaman geçirmesine sebep oluyor. Peki, neden Pazartesi Sendromu yaşıyoruz? Sizler için, ilginç psikolojik sendromları derledik.
Yabancı El Sendromu, kişinin ellerinden birisinin bireyin bilincinden bağımsız, "kendi bilinci varmış gibi" hareket etmesine sebep olan nörolojik bir sendromdur. Yani kısaca kişinin iki elinden biri, kontrolsüz olarak hareket eder; ancak bu hareket kasılma, fırlama gibi anlamsız hareketler değildir.
Bu durum kişinin iş görmesini engelleyebilir. Örneğin, ışığı söndürdükten hemen sonra, kontrolsüz elin ışığı yaktığı, bunun sürekli tekrarlaması ile kişinin ışığı söndürmesinin imkanı kalmaması gibi durumlar ortaya çıkmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre, Huzursuz Bacak Sendromu en sık karşılaşılan hastalıklardan biridir. Özellikle istirahat anında kendini gösteren bu hastalıkta uyuşma, yanma, iğnelenme, karıncalanma, ağrı ve şiddetli hareket ettirme isteği kendini gösterir.
Bu hastalığın tedavisinde özellikle dopaminerjik ilaçlar denilen başka bir hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar etkili olmaktadır. Bu nedenle bu tip hastaların mutlaka bir nöroloğa gitmesi ve tedavilerinin bir an önce başlaması gerekmektedir.
Porto-Rikolu Sendromu oldukça ender ve değişik bir hastalıktır. Dövüşme hastalığı olarak tanınan bu sendroma sahip kişiler yaşadıkları bir travma ya da hastalık sonucunda dürtü mekanizmalarını tam olarak kontrol edemezler.
Yolda yürürken sebepsiz yere önlerine çıkan herkesle kavga edebilme potansiyelleri vardır. Bu sendroma karşı tedavi uygulanmaz ise kişi ve çevresindekiler ciddi hasar görebilir.
Kişinin sanat eserlerinin yüksek ihtişamı ve güzelliği karşısında heyecanlanıp kendinden geçme haline Stendhal Sendromu adı veriliyor. Bu sendroma yakalanan kişilerin kalp atışında hızlanma, baş dönmesi, fenalaşma, bayılma ve ileri düzeylerde bulunanlarda halüsinasyon görme durumları görülüyor.
'Stendhal Sendromu' adı verilen bu rahatsızlık, ismini Stendhal mahlasını kullanarak yazan Fransız yazar Marie-Henri Beyle'nin Floransa'da bulunduğu sırada Santa Croce Bazilikası'nda gördüğü Michelangelo, Machiavelli ve Galilei'nin mezarlarının ve genel yapının Giotto'nun freskleriyle süslenmiş halinin güzelliği karşısında kendisinden geçmesinden alır.
