Tüm insanlığın ortak zihni: Kolektif bilinçaltı
Tüm insanlığın birer birey olduğu herkes tarafından kabul edilen bir görüştür. Hepimiz kendi hayatlarımızda kendi duygularımıza, kişiliğimize ve hayat standardımıza göre hareket ederiz. Peki, nasıl oluyor da ortak bazı durumlara aynı tepkileri verebiliyoruz? Mesela güzel olan şey herkes için güzel, kötü olan şey herkes için kötü olabiliyor. Bu sorunun cevabı kolektif bilinçaltında gizli.
Giriş Tarihi: 30.05.2019
09:27
Güncelleme Tarihi: 30.05.2019
11:22
Arketipler, kolektif bilinçaltının çekirdekleri olarak tanımlanan duygu ve davranışlardır. Kalıtım yoluyla geçer. Kolektif bilincin katmanlarını oluştururlar. Doğuştan gelen, sonradan öğrenilmeyen beslenme, korunma, barınma gibi temel ihtiyaçlarımız ve herhangi bir deneyim olmaksızın bunları nasıl karşılayacağımızı bilmemiz kolektif bilinçaltının eseridir. Bazı davranışlar yaratılıştan bu yana ortaklık arz eder. Aynı şekilde doğuştan gelen korkularımızın da kolektif bilinçaltıyla tetiklendiği söylenebilir.
Kolektif bilinçaltının varlığını kabul etmek için hayat ve bütün evrenin canlı bir madde olduğuna inanmamız gerekir. Samuel Batler, bütün hayatın bilinçsiz bir hatıradan ibaret olduğunu ve atomların bile bu hatıraya sahip olduğunu ifade etmiştir.
Bütün bunlar, insanlığın genetik kökeninden genetik olarak miras aldığımız temel bir hatırayla dünyaya geldiğimize işaret eder. Bu, nesiller boyu geliştirdiğimiz ve farkında olmadan hafızamızda tuttuğumuz bir şeydir.
Hepimiz sevgi, öfke, kızgınlık, korku gibi aynı içgüdüleri paylaşırız. Bunlar, zihnimize yüklenmiş çok güçlü duygulardır.
İlk defa Emile Durkheim tarafından kullanılan ve onun sosyolojisinin köşe taşlarından birini oluşturan kolektif bilinç terimi, "insanda, birey olarak ruhi hayata ait olayları aşan ve zümrenin ortak düşünce, istek ve heyecanlarını temsil eden ortak bir bilinci" ifade etmektedir.