Aslında çocuklarımızın teknolojik aletlerle ilişkilerinin sağlıksız bir hal aldığını anlamak, hiç de zor değildir. Çocukların zevk alarak yaptıkları aktiviteler bellidir ve aşağı yukarı benzer şeylerdir. Oyun ve oyuncak tek başına ya da yaşıtları ile birlikte iken büyük keyif verir çocuklara. Sınırsız hayal dünyaları ile oyun çocukların duygusal gıdasıdır adeta. Arkadaşları ile birlikte olmak, onlarla oynamak, sohbet etmek en önemli ihtiyaçtır onlar için. Enerjilerini boşaltacakları sportif faaliyetler, becerilerini sergileyecekleri müzik, resim, drama gibi sanatsal etkinlikler, en temel rahatlama araçlarıdır. Ailesiyle birlikte vakit geçirmek, ziyaretlere gitmek, gezmek, huzur verici eylemlerdir çocuklar için.
Ancak son yıllarda tüm bu normal gelişimsel süreçleri alt üst eden aletler girdi evlerimize. Oyuncakların yerini akıllı telefonlar, tabletler aldı. Sokakta oynanan oyunlarının yerine, masa başında oynanan bilgisayar oyunlarını tercih etmeye başladı çocuklarımız. Mahalle arkadaşlarının yerine sanal oyun arkadaşları geçti. Evden dışarı çıkmaz, derslerini çalışmaz, ödevlerini yapmaz, kitap okumaz, ev sorumluluklarını yerine getirmez oldu çocuklarımız. Bugün ülkemizdeki evlerin yaklaşık %80 inde internet var artık. Akıllı telefonu olmayan kişi ise neredeyse yok gibi. Bu nedenle de artık daha bebek iken ekranla ve internet ile tanışıyor yeni nesil.
İnterneti kullanmak hayatımızı pek çok alanda hayli kolaylaştırıyor. Bu nedenle faydaları tartışılmaz. Ancak faydalı kullanımı zararlı kullanım haline getirmemek olmalı amacımız. İnternetin hayatımıza etkileri açısından 4 tür kullanımından söz edebiliriz. Birincisi, sadece gerekli olduğunda yani ihtiyaç duyulduğunda kullanmak. Bu yararlı kullanım demek aslında. Tavsiye edilen de bu kullanım şekli. İkincisi eğlence amaçlı boş zamanlarda kullanmak. Burada temelde bir yarar yok. Ancak kişinin zihnen rahatlaması, eğlence aracı olarak interneti kullanması söz konusu. Süre ve içerik sorunu olmadığı müddetçe bu tip kullanım da zararlı olmayabilir. Üçüncüsü sorunlu internet kullanımı ki bu durumda artık yaşamının birçok alanında sorunlar oluşmaya başlar. Yani internette geçirilen zaman yaşamda başka şeylere olan ilgiyi azaltır. Bu bağımlılığın habercisi bir durumdur. Dördüncüsü ise internete bağımlı olmaktır. Yani onsuz yapamamak, kullanım süresinin giderek artması ve yaşam kalitesinin bozulması.
Eğer bilgisayar genel olarak çocuğun sosyal hayatını etkileyen bir alet haline geliyor, örneğin çocuk "sizinle gezmeye gelmem, dışarı çıkmam, top oynamaya gitmeyeceğim" demeye başlıyor ise, durum alarm veriyor demektir. Hayatın merkezini bilgisayarın alması, buna bağlı olarak da sosyal aktivitelerde azalma ya da yok olma artık çocukta bağımlılık gelişiyor anlamına gelir. Bilgisayarla geçirilen sürenin artmasıyla birlikte, çocuk gerektiği gibi ve yeterli ders çalışamadığı için akademik başarı düşer. Başta arkadaş ilişkileri olmak üzere, sosyal ilişkilerinde ciddi problemler ortaya çıkar. Arkadaşlarıyla olan diyaloğu azalır. Onları arayıp sormaz. Onlar aradığında da karşılık vermez. Çünkü kendisine sanal bir arkadaş dünyası oluşturmuştur. Bilgisayarla meşgul olmaya bağlı olarak giderek düşen ders başarısı ve arkadaşları ile birlikte olma süresinin azalması bağımlılığın önemli bir habercisidir.
Çocukları uzun süre aynı mekânda ve aynı işte tutmak hayli zordur. Bir süre sonra sıkılır, iş ve mekân değiştirirler. En sevdiği oyunlardan dahi bıkıp, başka bir oyuna geçerler. Oysa bazı çocuklar masadan kalkmadan bilgisayar başında saatlerce kalabilmektedirler. Hatta bazen yemeği içmeyi unutacak kadar. Bilgisayarı bir türlü kapatamazlar. Sürekli biraz daha süre isterler. Bu durum bilgisayarın yaşamda her şeyin önüne geçtiği anlamına gelir ki bu bağımlılık demektir.
Çocuğun bilgisayar ile ilgilenmesi engellendiğinde verdiği tepki de bağımlılık açısından çok önemlidir. Bağımlı çocukları bilgisayar başından kaldırmanız hayli zordur. Tüm uyarılarınıza rağmen adeta ayrılamazlar bilgisayar ekranından. Onlar için temel ihtiyaç haline gelmiştir bilgisayar. Engellediğinizde büyük krizler çıkar. Çocuğun tepkisi çok fazla ve abartılı olur. Bağırıp çağırmaktan, kırıp dökmeye, öfke ve ağlama nöbetlerinden fiziksel şiddet uygulamaya dönen bu hal bağımlılığın oluştuğu anlamına gelir. Bu duruma gelmeden mutlaka profesyonel bir yardım almak gerekir.