Ramazan Mektebinde bugünkü dersimiz, sırasıyla incelemeye çalıştığımız oruçla ilgili ayetlerden Bakara suresinin 185. Ayeti üzerine olacak ve biz bu ayette bahsedilen hususlardan birini, yani Ramazan ayının aynı zamanda "Kur'an ayı" oluşunu incelemeye çalışacağız.
KUR'AN AYI RAMAZAN…
Âlemlere rahmet vesilesi olarak gönderilen Hz. Muhammed (SAV) kırk yaşlarında geldiğinde ona artık yalnızlık ve insanlardan uzaklaşıp inzivaya çekilmek sevdirilmişti. "Son Peygamber" kılınacağı günler öncesinde vaktinin büyük kısmını Mekke'nin yakınlarındaki Nur Dağı eteklerinde Hira adı verilen bir mağara kovuğunda geçirmekteydi.
Dünya, Ramazan ayının günlerini ve gecelerini yaşamaktaydı ve o zamanlarda Ramazan aylardan bir aydı, sıradan bir ay… Ne zaman ki, Maverâ'dan Allah Teâlâ'nın mübarek kılınmış sözlerini ihtiva eden Kur'an-ı Kerim'in ilk ayetlerini getirdi Hz. Cibril-i Emin… İşte o zaman yeryüzü tamamen ve hassaten Beledü'l-Emin olan Mekke de Nur Dağı da Hira da nurlara gark oldu… Bu ayetlerle birlikte Muhammedü'l-Emin, kılındı bütün insanlığa Hâtemü'n-Nebiyyin…
Bir gece vaktiydi zaman… Ve o gece de "bin aydan daha üstün, daha hayırlı ve faziletli" kılındı Mevlâ tarafından… Aylardan bir ay olan Ramazan ise bundan böyle anılır oldu "On bir aya sultan Mübarek Şehr-i Ramazan!"
Bütün bu yaşananların bir tek sebebi vardı: Kur'an-ı Kerim… O, indirildiği zamanı, mekânı ve insanı mübarek kılmış onu getiren Vahy meleğinin de değerine değer katmıştı… İşte Allah Teâlâ bu kadar önemli bir dönüm noktasını bağrında taşıyan Ramazan'ı, müminleri takva mertebesine ulaştıracak oruç ibadetini ifa edecekleri ay olarak seçmişti. Fazileti yüksek ve yüce olan bu ay, müminler için Allah katında fazilet ve yüceliğe vesile kılınmıştı hicretin ikinci yılında…
Bakara suresinin 185. Ayeti bu ayın, aynı zamanda Kur'an indirildiği bir diğer ifadeyle indirilmeye başlandığı ay olduğunu bildirmektedir:
"Ramazan ayı, doğruyu eğriden ayırmak ve gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalarda bulunmak için insanlara rehber olarak indirilen Kur'an'ın indirildiği aydır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin..."
Bu ayette hem Ramazan ayında indirilmiş olan Kur'an'a ve onun özelliklerine hem de böylesi değerli ve önemli bir kitabın ayetlerinin indirildiği Ramazan ayında oruç tutulmasına dikkat çekilmektedir. Adeta Kur'an Ramazan ile Ramazan da Kur'an ile birlikte zikredilerek müminlere "Şehr-i Ramazan Şehr-i Kur'an'dır" anlayışına sahip olmalarını telkin etmektedir. Ayette geçen ve Ramazan ile birlikte zikredilen "şehr" kelimesi Arapçada ay anlamına geldiği için bu ayın Kur'an ile dopdolu geçmesi gerektiği kanaati asırlardır müminlerin kalbinde yer etmiş ve Kur'an mukabeleleri camilerde, evlerde bir güzel gelenek olarak yaşatılmıştır. Doğrusu böyle bir geleneğin oluşmasında Sevgili Peygamberimizin (SAV) kendisine bu ayetleri getiren Hz. Cebrail ile birlikte gerçekleştirdikleri muhteşem güzellikteki uygulamanın da önemli bir rolü vardır. "Ramazan Mukabelesi" olarak bilinen olaya dair tarihi bilgiler şöyledir.
Sözlük anlamı "iki şeyi birbiriyle karşılaştırmak" anlamına gelen mukabele, üç aylarda ya da özellikle Ramazan aylarında camiler, mescidler ve evlerde daha ziyade sabah namazından önce veya sonra ya da öğle ve ikindi namazları öncesi veya sonrasında hafızlar tarafından okunması ve dinleyenler tarafından Kur'an-ı Kerim'in takip edilmesi suretiyle hatim indirme geleneğinin adı olmuştur. Zamanla hâfızların bu okuyuşları için de aynı terim kullanılmıştır. İşte bu gelenek, aslında Hz. Cebrâil'in Ramazan aylarında her gece Peygamberimize gelmesine ve o ana kadar nâzil olan âyetleri ve sûreleri karşılıklı okuyup kontrol etmelerine dayanmaktadır. Ramazan ayında yapılan amellere Allah tarafından büyük karşılıklar verileceğine dair bilgiler, müminleri sair zamanlardan daha fazla Kur'an ile beraberliğe yöneltmiştir de denilebilir. Resûl-i Ekrem (SAV) Efendimizin vefatından önceki son Ramazan ayında Hz. Cebrail ile yaptıkları bu mukabelenin iki defa gerçekleşmiş olması da manidardır. Adeta ümmetine bir mesaj niteliğindeki bu uygulamayla sanki Peygamber Efendimiz (SAV) müminlerden belli bir yaşın üstünde olanların Kur'an-ı Kerim ile beraberliklerinin diğer insanlardan daha fazla olması gerektiğine işaret etmiştir.
İlgili ayet-i kerimede geçen ve Kur'an-ı Kerim'i tanımlayan "Hüden linnasi ve beyyinâtin minel hüdâ vel-Furkan" ifadelerini gelecek yazımızda ele alacağımızı belirterek Kur'an ile beraberliğinizin sürekli ve iftar sevincinizin daim olmasını dilerim. Sağlıcakla kalınız efendim.
Mehmet Emin Ay