Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Ağustos 2, 2022
Hacı olarak uğurlanmak ne demek?
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Bundan önceki ilk iki yazımızda "Hacdan dönmek olmaz" ve "Hacı olmak, Hacı kalmak…" başlıkları altında, haccın yaşanıp biten bir süreç olmadığını ve olamayacağını ifade etmeye çalışmıştık. Evet, hac ibadeti ve özellikle kişinin yaşadığı Arafat tecrübesi, onda değişen, dönüşen ve güzelleşen kulluk hayatına önemli bir vesiledir. Böylece mümin kul, öncekinden farklı bir hayatın dönüm noktasına gelmiş ve emanetini Rabbine teslim edinceye kadar güzel kulluğa söz vermiş, bir bakıma Allah Teâlâ ile ahidleşmiş kişidir… İşte ahdinde durmayı başarabilen kullar için bu dünya hayatında ebedi âleme "hacı olarak uğurlanmak" tabirinden söz edebiliriz. Geliniz bu konu üzerinde duralım ve haccın insana kazandırabileceği bu en yüksek mertebe hakkında bilgi arayışına girelim… Şüphesiz Hz. Mevlânâ'nın dediği gibi "bulanlar arayanlardır ancak…"

Mina'dan uğurlanırken…

Bu yılki haccın farklı yönlerinden birini aktararak sözlerimize devam etmek istiyorum. Daha önceki yıllarda rastlamadığım bir hadise, şahit olarak onu yaşayanlar gibi beni de hayli duygulandırdı… Bayramın üçüncü günüydü ve ikindi sularıydı… Son kez atacağımız taşlarımızı "cemerât" denilen mahalle giderek atmış ve geri dönüş güzergâhına girmiştik… O gün hem bizim gibi yakın otellerde kalanların vazifeyi ifa için geldikleri, hem de Mina'da geceleyenlerin artık eşyalarını toplayarak Mina'dan şehre dönüş yaptıkları gündü… Bu mahallin tam bitiş noktasında, görevli askerlerin tek sıra halinde kortej oluşturduklarını, ellerinde su püskürten pompalarla sıcaktan bunalan hacıların başına, yüzüne su püskürterek onları serinletmeye çalıştıklarına şahit olduk. Bu nazik davranışları yanında asıl bizi etkileyen şey her birinin, Türkçesi "Haccınız mebrur olsun / selametle gidiniz / tekrar görüşmek üzere / seneye yine bekleriz" anlamındaki birtakım gönül alıcı sözleriyle hacıları uğurlamalarıydı… Doğrusu hüzün ve sevinci birlikte ilk kez orada yaşadık hepimiz… Sadece biz değil, farklı ülkelerden, ırklardan, renklerden hacıların, görevli askerlerin bu anlamlı jestine muhatap olması son derece manidardı… Bir tarafta Rahman'ın misafirleri, diğer tarafta onları tatlı bir muhabbetle uğurlayan askerler… Kulluk görevini yapan ve vazifelerini tamamlayan mümin, şimdi Kabe'nin, Mekke'nin ve Harem olarak belirlenen mübarek toprakların asıl sahibi, Yüceler Yücesi Allah Teâlâ'nın (CC) diğer kulları aracılığıyla uğurlanmaktaydı, Minâ'dan… Allah'ın (CC), Âl-i İbrahim'e lütuf, ihsan ve menn ü ikram makamı Minâ'dan…

Minâ'dan bu ilk uğurlanış, bir süre sonra Kâbe-i Muazzama'ya veda ederek Mekke-i Mükerreme'den uğurlanış ile devam edecekti… Bereket versin ki, dönüş yolunda ilk durağımızın Medine-i Münevvere oluşu, Beytullah hicranını bir nebze dindirecekti… Otobüsle 4-5 saat, hizmete giren hızlı trenlerle 2 saat 20 dakikalık bir seyahat sonrasında artık Mübarek Belde, Kutlu ve Nurlu Şehir Medine-i Münevvere'desiniz…

Haccın ardından Medine ziyaretinin önemi

Hac vazifesini ifa eden bir müminin Medine-i Münevvere ziyareti ve burada geçirilen birkaç günlük zaman dilimi, hacı olan bir müminin hacı olarak kalmasının, kalabilmesinin mümkün olabileceğini kişiye yaşatan en önemli süreçtir. Zira yoğun bir ibadet dönemi olan hac günleri sona ermiş, artık beş vakit namaz ve arzu edenler için niyetlenebilecekleri oruç ibadeti kalmıştır gündemde… Hacı adayı bir taraftan memleketine dönüş hazırlıkları yaparken; hurma ve diğer hediyelik eşyalarını temin etmeye çalışırken bir yandan da her vakit namazını Ravza-i Mutahhara'da kılmaya gayret etmekte, namazların akabinde salat ü selamlarını bizzat arz etmek için Bâbüsselâm kapısından yeniden Ravza'ya girişin telaşına düşmektedir…

Medine-i Tâhire'de başta Uhud Şehitliği olmak üzere, Cennetü'l-Baki' Kabristanı, yine Kubâ Camii ve diğer mescidlerin ziyaretleri de, hacılar için günlerin ibadet, ziyaret ve ticaret ile dopdolu yaşanabileceğine örnek teşkil etmektedir. İşte bu minval üzere geçirilen birkaç gün sonrasında asıl zor olan veda, Mahbûb-i Hüda Muhammed Mustafa (SAV) Efendimize; onun izlerini taşıyan, kokusunu andıran Ravza'sına ve nurlu beldesi Medine-i Münevvere'ye olmaktadır… Ancak diyebiliriz ki, hac ibadeti sonrasındaki Medine ziyareti, bir hacı için "hacı" olarak kalabilmenin ve hacı olarak bu dünyadan uğurlanabilmenin mümkün olabileceğini gösteren en önemli vesiledir ve aynı zamanda bir nimettir, her bir mümin için…

Hayatının hac sonrası günlerini ve yıllarını işte bu "Medine Günleri"ni kendine örnek olarak yaşayan bir mümin, hacı olarak kalabilme başarısını gösterebilmiştir diyebiliriz. Şayet bu başarı onda kalıcı bir hale dönüşebilirse, emr-i hak geldiğinde hiç şüphesiz bu kişi emanetini bir "taze hacı" vasfıyla teslim edecektir sahibine… Zira takva'yı azık edinerek yola çıkan ve Haremeyn-i Şerifeyne gelen, Kabe'yi tavaf edip Arafat'ta vakfeye duran, Müzdelife, Mina, Safa ve Merve görevlerini yerine getirip hacı olan mümin, hac sonrasındaki günlerinde Medine şehrinde bir hacı olarak zaman geçirmiş ve öylece memleketine intikal etmiştir. Her günü yeniden tazelenen hatıralarını yâd ederek ömrünü tamamlayıp emaneti teslim eden bir mümin için görevli meleklerin söyleyecekleri sözleri Rabbimiz Teâlâ şöyle haber veriyor bizlere… "Rabbim Allah'tır diyen ve dosdoğru bir hayat yaşayan kimselerin yanına vefatları anında melekler inerler ve onlara şöyle derler: Korkmayın ve üzülmeyin! Bilakis size vâd edilen cennete kavuşmak üzere olduğunuz için sevinin…" (Fussilet, 30) Kısacası, onları bu dünyadan ebedi aleme ve ahiret yurduna uğurlayanlar melekler olacaktır. Uğurlananlar ise haccı kendisine bir dönüm noktası kılan ve böylece ibadetlerini arttıran, kulluk vasfını güzelleştiren ve böylece meleklerin kendilerini uğurlayacağı mertebeye kavuşan güzel kullardır… Her bir hacımızın ve her birimizin bu yüce mertebeyi kendisine ideal olarak seçmesi ve bunda muvaffak olması niyazıyla…

Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN