Bursa'da yaklaşık 600 yıllık bir geçmişe sahip olan Erguvan Bayramı, yüz yıl öncesine kadar düzenli olarak birtakım manevi nitelikteki etkinlikler ile kutlanmakta iken, araya giren bir fetret döneminden sonra 1980'li yıllardan itibaren konuya ilgi duyan yerel yöneticiler tarafından yeniden hatırlanarak ihya edilmeye başlandı…
Geride kalan yaklaşık 40 yıllık zaman diliminde yine yerel yönetimler, Valilik, İlahiyat Fakültesi ve İl Müftülüğünün ortaklaşa gerçekleştirdiği anma ve kutlama programları, süreklilik arz edemediği için yeni yetişen nesillere bu bayramın mahiyetinin yeterince ve hak ettiği değerle anlatılabildiği söylenemez.
Bu konuda ümitvâr olabileceğimiz bir durum, Erguvan Bayramı'nın son yıllarda Yıldırım Belediyesi'nce yeniden sahiplenilmesi ve bu yıl yine üç günlük bir program ile bu kadim geleneğin devam ettirilmesi çabalarına şahit olmamızdır.
Bursa'nın merkez ilçelerinden biri olan Yıldırım sınırları içinde cami ve türbesiyle yüzyıllar geçse de hala insanların teveccüh ettikleri Emir Sultan Hazretleriyle doğrudan ilgisi bulunan bu bayramın anlamını ve mahiyetini öğrenebilmek için önce Emir Sultan Hazretlerinden kısaca bahsetmek gerekir. Zira İstanbul İçin Ebu Eyyub el-Ensâri, Konya için Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî nasıl bir değer ise Bursa için de Emir Sultan Hazretleri odur…
Emir Sultan Hazretleri kimdir?
Asıl adı Şemseddin Muhammed olan Emir Sultan Hazretleri -rahmetullahi aleyh- 1368 yılında Buhara'da dünyaya geldi. Babası Seyyid Ali, soyu Peygamber Efendimize dayanan Buharalı meşhur bir mutasavvıftır. Bu zat, soyu Peygamber Efendimize dayandığı için "Emîr"; çömlekçilik yaparak geçimini sağladığı için de "Külâl" olarak tanınmaktadır.
Emir Sultan Hazretleri, çocukluk döneminde geniş bir ilim havzası olan Buhara'da iyi bir eğitim aldı. Şöhret ve gösterişten kaçınan, samimi bir mutasavvıf olan babasından ve onun ziyaretine gelen bilgili, kültürlü ve samimi insanlardan tasavvufa irfana dair bilgiler edindi.
17 yaşında iken babası vefat etti. Bir süre baba mesleği olan çömlekçilikle uğraştıktan sonra, hacca gitmek üzere Buhara'dan ayrıldı.
Hac yolculuğundaki yol arkadaşları, Seyyid Usûl, Seyyid Nâsır, Seyyid Ni'metullah, Ali Dede, Baba Zâkir gibi Buharalı mutasavvıflardır. Bu isimler, daha sonra Emir Sultan Hazretleriyle beraber Bursa'ya gelen ve her biri asırlardır ismi unutulmadan yaşayan şahsiyetlerdir.
Mekke' de hac vazifesini yaptıktan sonra beraberindekilerle birlikte Medine'ye geçtiler. Emir Sultan Hazretlerinin niyeti Medine-i Münevvere'ye yerleşmekti. Nitekim ilim ve irfanını fark edenler onu ziyaret etmek ve sohbetlerinden istifade etmek için ikamet ettiği eve akın ediyorlar ve onun bu kutlu beldeye gelişinden duydukları memnuniyeti dile getiriyorlardı.
Ancak günlerden birinde Emir Sultan Hazretleri bir rüya gördü. Rüyasında Resul-i Ekrem (sav) tarafından kendisine "Anadolu'ya gitmesi ve hizmetini orada sürdürmesi" isteniyordu. Gördüğü bu rüya ve aldığı emir üzerine Hazret-i Emir hemen yol hazırlıklarına başladı ve Buhara'dan itibaren kendisine eşlik eden bu değerli kişilerle beraber Anadolu'ya doğru yola çıktı.
Yolculukları boyunca Kudsü Şerif, Bağdat, Şam, Humus ve Haleb'e uğrayarak, sahabi ve mutasavvıfların kabirlerini ziyarette bulundular. Ardından Anadolu toprakları içinde Antakya, Karaman, Konya, Niğde, Kütahya ve İnegöl'e ulaştılar ve her bir beldede medfun önemli isimlerin kabirlerini ziyaret ettiler. Son olarak İnegöl üzerinden Bursa'ya gelen kafile, şehrin doğu taraflarında yer alan Gökdere Vadisinde konakladılar. Medine-i Münevvere'den itibaren kendilerine bir kılavuz gibi yol gösteren manevi kandiller burada sönünce Hazret-i Emir çevresindekilere şunları söyledi: "Kardeşlerim! Anlaşılan bizim ömür kandilimiz bu beldede sönecek, karar kılacağımız makamımız bu belde olacak."…
İlk günlerde bu mevkide bir süre uzlete çekilerek insanlardan uzakta kalmayı tercih etti ancak fazla zaman geçmeden Bursa halkı kendisini tanıdı ve büyük bir teveccüh gösterdi. Buhara'dan gelen bu ilim ve irfan ehli mutasavvıf ve henüz 22 yaşlarında bir genç olan Seyyid Şemseddin Muhammed, artık halkın dilinde "Emir Sultan" olarak anılmaya başlandı.
Bu arada, şöhretini duyup kendisinin ilmi yönden sınamak üzere ziyarete gelen Molla Fenâri, Molla Yegân, Ali Rumî, gibi alimler onun ilmine ve irfanına hayran kaldılar. Hatta Emir Sultan Hazretleriyle irtibatını devam ettiren Molla Fenâri, ona, Yıldırım Bayezid'in kızı Hundi Fatma Hatun ile evliliği hususunda da aracılık etmiştir.
Bursa'nın ilim, irfan ve tasavvufî hayatında Emir Sultan Hazretleri
Emir Sultan Hazretleri, ders ve sohbet halkası oluşturarak Bursa'da akademik bir ortamın hayat bulmasına katkıda bulunmuştur. Yetiştirdiği öğrencilerden bir kısmı, isimleri şöhret bulan şu zatlardır: Hoca Hasan, Hacı İsa Dede, Abdal Mehmed, Hacı Mustafa Dede ve Mevlid-i Şerif müellifi Süleyman Çelebi.
Yine, "Somuncu Baba" olarak bilinen Şeyh Hamîd-i Velî'yi Yıldırım Bayezid'e ve Bursalılara tanıtan, Hacı Bayram-ı Veli'yi, Şeyh Hamîd-i Veli ile tanıştıran; Eşrefoğlu Rumî'nin Hacı Bayram-ı Veli'ye intisap etmesini işaret eden de Emir Sultan Hazretleridir.
Öğrencilerini dine ve devlete sadakatle bağlı ve güzel ahlak sahibi kişiler olarak yetiştiren Emir Sultan Hazretlerinin II. Murad zamanında, 1422'de yapılan İstanbul kuşatmasında, 400 dervişiyle birlikte kılıç ve kalkanını kuşanmış olarak gelip orduya katılması da manidardır.
Yaşadığı dönemde insanlar tarafından sevilen ve hürmet edilen Emir Sultan Hazretleri 1429 yılında bir salgın hastalık döneminde Bursa'da vefat etmiştir. Cenaze namazını Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri kıldırmıştır.
Erguvan Bayramı nasıl ortaya çıkmıştır?
Emir Sultan Hazretlerinin hayatta olduğu zaman diliminde kendisinin Balıkesir, Edincik, Gelibolu, Edremit, Aydın ve Saruhan sancaklarından Karaman'a kadar uzanan bölgede, çeşitli beldelerde halifeleri bulunmaktaydı. Bu halifelerine bağlı müridler, Emir Sultan Hazretlerinin sağlığında şahsî olarak yaptıkları ziyaretleri dışında senede bir defa aynı zaman diliminde bir araya gelerek toplanırlar ve Emir Sultan Hazretlerini ziyaret ederlerdi. Onlar bu ziyaret esnasında topluca "zikr-i tevhid" (Lâ ilahe illallah zikri) icra ederlerdi.
Bu toplantının "Erguvan Bayramı" olarak anılmasının sebebi nedir?
Sözü edilen bu ziyaretin, Bursa'da Uludağ'ın eteklerindeki bahçelerden şehre doğru yayılan bölgelerinde ve özellikle Emir Sultan Hazretlerinin tekkesi ve imaretinin çevresinde göz alıcı güzelliğiyle salkımlar halinde kendine has pembe ve mor renkleriyle açan Erguvan çiçeklerinin etrafı kapladığı bir zaman dilimi olması sebebiyle, bu bir araya gelişe "Erguvan Cemiyeti" adı verilmiş, daha sonra bu buluşmalar "Erguvan Faslı" ve nihayet "Erguvan Bayramı" olarak anılmaya başlanmıştı. Bu bayramın, Emir Sultan Hazretlerinin hayatta olduğu dönemlerde icra edilmeye başlandığı ve yaklaşık 600 yıllık bir gelenek olarak geçtiğimiz yüz yıla kadar her sene icra edilmeye devam edildiği, Bursa Tarihiyle ilgili kaynaklarda yer almaktadır.
Meşhur seyyah Evliya Çelebi, bizzat şahit olduğu Erguvan buluşmalarından birinde gördüklerini şöyle aktarmaktadır:
"Senede bir defa Emir Sultan Hazretlerinin Erguvan Cemiyeti Faslı olup her taraftan deniz gibi insanlar toplanır ki, bu kalabalık cemiyeti anlatmakta kalem âcizdir. Böyle bir cemiyet ancak Emir Sultan sevgisiyle olur."
Gerek döneme ait tarihî kaynaklar gerekse Emir Sultan'ın menkıbelerine yer veren eserler, "Bursa'da her sene ilkbaharda nisan ayının sonu, Mayıs ayının ilk günlerinde olmak üzere düzenlenen bu buluşma günlerine, gönlünde Emir Sultan Hazretlerine sevgi besleyen zengin, fakir nice kimsenin Anadolu'nun dört bir tarafından kalkıp Bursa'ya geldiklerini, dervişlerin sabahlara kadar zikrullah ile meşgul olduklarını" aktarırlar.
Erguvan Bayramı kaç gün sürerdi ve neler yapılırdı?
Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde "deniz gibi" diye bahsettiği binlerce kişinin Erguvan Bayramı münasebetiyle Bursa'ya akın ettiği ve bu buluşmanın bir hafta sürdüğü bilinmektedir. Erguvan Bayramı'nın, böyle bir buluşmaya ev sahipliği yapan şehrin sosyal hayatına son derece olumlu katkılarının olacağı bir hakikattir. Özellikle Emir Sultan Hazretleri hayatta iken bizzat Erguvan Cemiyeti'ne başkanlıkta bulunarak bu işi takip ettiğini görmekteyiz. Vefatından sonra ise dergâhında görev sahibi olanların bu buluşmayı bir vazife olarak kabul ettiklerine ve yürütmeye devam ettiklerine şahit olmaktayız.
Bursalılar için Erguvan Bayramı'nın anlamı nedir?
Kaynakların verdiği bilgilere göre Erguvan Bayramı süresince kalabalık insan gruplarının dergâhta ve camide yaptıkları dualar ve tevhid zikirleri, Bursalılar tarafından bolluk, bereket, huzur, saadet ve sevinç vesilesi kabul edilirdi. Hatta bu konuya verdikleri önemin bir ifadesi olarak Bursa dışından gelenlerin konaklamaları için hizmette bulunacak vakıflar da kuran Bursalılar, misafirlerin az geldiği yıllar, Bursa'da bereketin de az olacağına dair bir endişeye kapılırlardı.
Öte yandan bu buluşmada Emir Sultan Hazretlerinin temsil ettiği Kübreviyye, Mevleviyye ve Eşrefiyye gibi kardeş tasavvuf ekolleri arasında görüş alış verişleri yapılması ve toplu olarak zikr-i tevhid ve muhtelif tesbihatın okunması da birlik ve beraberlik adına önemli anlamlar taşımaktadır.
Günümüzde Erguvan Bayramı
Yazımızın sonunda iki yıldan bu yana yeniden ihya edilen Erguvan buluşması geleneğini "Erguvan Bayramı" adıyla bir güzel programa dönüştüren Yıldırım Belediyesinin dün başlayan, bugün devam eden ve yarın sona erecek olan etkinliğinden bahsetmek istiyoruz.
Dün Bursa Valisi ve İl Müftüsü, Yıldırım Belediye Başkanı ve protokol eşliğinde öğleden önce başlayan etkinlik, Cuma namazından sonra Emir Sultan Camii önündeki meydanda gerçekleştirilen programlarla devam etti. Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, Prof. Dr. Bilal Kemikli, Prof. Dr. Nurullah Genç söyleşileri yanında Doç. Dr. M. Zinnur Kanık ve Bursa Türk Müziği Topluluğu konseri icra edildi. Bugün (29 Nisan 2023) programında ise saat 14.00'de başlayacak Kur'an-ı Kerim Ziyafeti'nden sonra saat 17.30 Prof. Dr. Mehmet Emin Ay ve saat 20.30 Prof. Dr. Kemal Sayar söyleşileri ve saat 22.00 Sanatçı Ender Doğan "İrfan Türküleri" konseri icra edilecek. Etkinliğin son günü olan yarın (30 Nisan 2023) ise saat 14.00 Prof. Dr. Hüseyin Algül ve Prof. Dr. Mustafa Kara söyleşilerinin ardından Kur'an-ı Kerim tilaveti ve Bursalı Akif'in Mevlid'i okunmak suretiyle program son erecek… Programın detay bilgilerine www.erguvanbayrami.com adresinden ulaşılabilir.
Baharın muştusunun, Erguvan Bayramı vesilesiyle gönülleri sevinçle doldurması niyazıyla, bu güzel geleneği başlatan ve devam ettiren şanlı ecdada rahmetler diliyoruz. Bu kadim geleneği yaşatma konusunda emeği geçen herkese şükran duygularıyla…
Mehmet Emin Ay