Mısırlı dostumuz Cemal Sultan'ın twitter hesabında gördüm. 4 dönem boyunca Cezayir'i yöneten Abbdulaziz Buteflika dönemi de dahil üç defa başbakanlık yapmış olan kalpazan Ahmed Ouyahia yargılanmakta olduğu mahkemede Körfez emirlerinden ve prenslerinden para sızdırdığını ve kendi ifadesiyle çil çil 60 külçe altını cebe indirdiğini itiraf etmiştir. Bu satırları okuyunca Körfez'in diğer kirli para trafiği aklıma düştü. Suudi Arabistan CIA kayıtlarına göre bir dönem Vehhabiliği yapmak için orada burada eski parayla 300 milyar dolar harcamıştır.
Ahmed Ouyahia'nın demesine bakılırsa (60 külçe altın) bu paralar Körfez emirlerinin ülke içinde av partileri düzenlemesi karşılığında kendisi de dahil bazı devlet erkanına verilmiş hediyeden oluşmaktadır. Kendi payına düşen 60 külçe altınmış. Bu ifadesiyle başka suç ortaklarının da varlığına işaret ediyor. Bir zamanlar kardeşi Said Buteflika aracılığıyla rüşvet çarkını döndüren Abdulaziz Buteflika da bu çarkın en tepesinde yer alıyor ve dolayısıyla altınlardan nasibine düşeni almış olmalıdır. Buteflika hariciyedeki günlerinden itibaren ' bay yüzde 10/komisyoncu' olarak tanınmıştır. Çakal Carlos'un bazı Körfez petrol bakanlarını Viyana'da rehin aldığı günlerde soyunduğu arabuluculuğa karşılık her iki taraftan da ayrı ayrı komisyon talep etmiş. Bu hususlarda oldukça mahir, deneyimli ve pişmiş olduğu anlaşılıyor Hükümet ettiği günlerde utanma katsayısı azaldığından dolayı yüz derisi bir hayli kalınlaşmıştı. Siyasi timsaha dönüşmüştü. Madam Maya olarak bilinen Buteflika'nın gayri meşru kızı Şhanash Zuleyha da yine yolsuzluklara adı karışan aile bireylerinden bir diğeri. Ailenin tekmili birden yolsuzluk sektörüyle iştigal ettiği anlaşılıyor. Velhasıl Butieflika ailesi meşru ve gayri meşru üyeleriyle toptan yolsuzluklara batmış bir aile. Aile boyu yolsuzluklarla iştigal etmişler. Şimdi hesabını veriyorlar. Buteflika'ya gerçek yakınlığı bilinmeyen kızı Şhanash Zuleyha kara para aklamak ve nüfuz ticareti yapmak, devleti dolandırmakla suçlanıyor. Bu suçlamalardan ötürü 12 yıl hüküm giydi.
Ölümünden önce Fransız Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın da gayri meşru kızı olduğu ortaya çıkmıştı. Metresi Anne Pinguet'den olma kızı Mazarin, Mitterrand'ın son demlerine kadar gölgede yaşamıştır. Ulu orta gezmemiştir.
Olaya hediye süsü veren Ahmed Ouyahia külçe altınları Merkez Bankasına devretmek istediğini ama dinletemediğini, bu durumda ortadaki parayı kendisinin de zimmetine geçirdiğini söylemiştir!
Körfez kirli paralarının kirlettiği ikinci güzergah ve durak ise Malezya! Mahatır Muhammed'in ardından 9 yıl başbakanlık yapan Necip Abdurrezzak yolsuzlukla ilgili 42 suçlamadan dolayı yargılandı ve eşi ( Ruzma Mansur) ile birlikte hapis cezasına çarptırıldı. Zimmetine dudak uçuklatacak oranda büyük bir meblağ geçirdiği anlaşıldı. Yaklaşık 681 milyon dolar parayı kendi şahsı hesabına aktarmış. Bu paraların rüşvet ya da simsarlık parası olmadığını bilakis Suudi Arabistan'ın bağışı ve hibesi olduğunu ifade etmiştir.
Rezzak kamu yönetiminde olmasa Suudi Arabistan veya Körfez ülkeleri bu kadar yüksek meblağı hediye ya da bağış olarak neden versin? Adamlar bu kadar parayı sıradan vatandaşa veriyorlar mı, veriyorlarsa bunun bir örneği var mı?
Bu yüklü paraların karşılığında kendinden muayyen politikaların icrası istendiği gün gibi aşikar. Peygamberimiz zekat ve sadaka memurlarından birisinin bir miktar zekat malını kendisine ayırdığını fark edince meseleyi sorar. Adam da 'bunlar bana hediye edildi' der. Bunun üzerine 'biz seni görevlendirmeseydik, annenin evinde otursaydın bunlar yine de sana gelecek miydi?' diye sorar. Bu nedenle Ömer Bin Abdulaziz Hazreti Peygamber'den başka kimsenin devlet görevlinde iken hediye almasını doğru bulmazdı. Peygamber istisna bir durum. Kendisine verilen hediyeleri geri çevirdiğinde 'neden' diye sorulmuş ve şöyle cevap vermiştir: Hazreti Peygamber hediye alabilir bu onun şahsi hukukudur. Lakin biz alamayız zira aynı statüde değiliz. Dolayısıyla devlet ricalinin sembolik olanların dışında hediye alması yolsuzluklara kapı aralar.
2018 yılında seçimleri kaybettikten sonra evine yapılan baskınlarda rüşvet paraları ortaya çıkmıştır. Aynısı bir yıl sonra Ömer Beşir vakasında da görülmüştür. Milli Yatırım Sandığı aracılığıyla Necip Abdurrazık'ın milyarlarca doları yurt dışına transfer ettiği ve çıkardığı ortaya çıkmıştır. Bu paralardan en az bir kısmı şahsi hesaplarına aktarılmıştır. Razık kara para aklamış, güveni, yetkiyi kötüye kullanmış ve nüfuz ticareti yapmıştır. Kendi şahsi hesabına yatırılan fonların çalıntı veya devlet malından tırtıklanma olduğunu bilmediğini iddia etmiştir. Suudi Arabistan makamlarınca şahsi hesaplarına tahvil edildiğini zannettiğini ve bu yönde görevlilerce iğfal edildiğini, kandırıldığını söylemiştir! Ne hikmetse Cezayir Başbakanı Ahmed Ouyahi Körfez emirlerinin kirli altınlarını Merkez Bankasına devretme konusunda altındaki yetkilileri ikna edemiyor, kendisine yardımcı olmuyorlar Razık da altındaki görevliler tarafından paralar devlete değil senin şahsi hesabına ait diye iğfal ediliyor! Razık da 'kamu hizmeti görüyor olmasaydım bu paralar bana transfer edilir miydi?' diye sorma gereği duymuyor, aklından geçirmiyor! Olayın açığa çıkmasının ardından Razık'ın evine düzenlenen baskında 266 milyon dolar nakit para ele geçirilmiştir. Yargılandığı 42 davadan 7'sinden mahkum olmuş ve toplam 65 yıl hüküm giymiştir.
Kirli Körfez parasının aktığı, yöneldiği son örnek ise Sudan ve 30 yıldır ülkeyi yöneten Ömer Beşir örneğidir. Özellikle 2015 yılında Suudi Arabistan ile BAE'nin Yemen'e asker çıkarmasının ardından Ömer Beşir buraya paralı asker göndermiş ve karşılığında üç taksit de (30+35+25) Muhammed Bin Selman'ın ulakları aracılığıyla kendisine toplam 90 milyon dolar ödenmiştir. Ömer Beşir de Muhammed bin Selman tarafından bütçe dışında kullanılmak üzere kendisine verilen paraların nereye harcandığını hatırlamadığını söylemiştir. 90 milyon dolar Suudi Arabistan parasına karşılık 1 milyon dolar da Birleşik Arap Emirlikleri'nden aldığını kabul etmiştir. Bu paraları şahsi sarfiyatı için ve örtülü ödenek olarak kullandığı anlaşılıyor. Çocuğu olmayan Ömer Beşir'in de bu para trafiğini kardeşi aracılığıyla yönettiği kabul gören bir hipotez.
Mustafa Özcan