Arama

Mustafa Özcan
Aralık 26, 2022
21’inci yüzyılın nevruzu

'Şeyhi Aksa' olarak bilinen Raid Salah, 2022 yılının son günlerinde Kasım ayı içinde bir konuşma yaptı. Bu konuşma beklenen müjdeler ile ilgiliydi. Umudun son kırıntılarının bile tükendiği günlerde sözleri tiryak gibi geldi. Sözü Osmanlı Devleti'nin yıkılışının yüzüncü yıldönümüne getirdi. Ekim 1922 ile Kasım 1923 yılları arasında Osmanlı Devleti tuz-buz olmuş ve dağılmıştır. 2023 yılı itibarıyla Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışının yüzüncü yıldönümünü idrak etmiş olacağız. Bir yıl sonrası yani 2024 yılı ise hilafetin kaldırılmasının yüzüncü yıldönümüne tekabül ediyor. Aksa Şeyhi Raid Salah 2023 ve 2024 yıllarının hilafetin geri dönüşüne şahit olacağını söylüyor. Bu müjdesini kat'i müjde vurgusuyla ifade ediyor. Belki de bölgede ve İslam aleminde yeni rejimin ayak sesleri ve kuvveden fiile çıkması 2023 yılında duyulacak ve billurlaşacak. Hilafetin geri gelmesi ise 2024 yılını bulacak. En azından sözlerinden bu anlaşılıyor.

Bununla birlikte yine Filistin'den Bessam Nihad Cerrar, Kur'an eksenli birtakım hesaplamalar ve cümle formülleri üzerinden 2022 yılında Kudüs'ün kurtarılacağını ya da İsrail'in zevaline tanık olunacağını bildirmişti. Hatta 'Zevali İsrail: 2022' kitabı ve risalesi meşhur olmuştur, biz de zaman zaman satırlarımızda bu kitaba ve konusuna değinmiştik. Bessam Nihad Cerrar itibarlı ve vakur bir insan. Bununla birlikte Kur'an cümleleri üzerine kurduğu sistem, olaylar tarafından doğrulanmamıştır. Hatta kimi Yahudi hahamları kendisiyle alay etmiş ve konuyu alaya almışlardır. 'Feynek Bessam?' 'Neredesin Bessam gözlerim seni arıyor, ama bulamıyor!' kabilinden alaylı ifadeler kullanmışlardır. O da belki içinden, son gülen iyi güler demektedir.

Burada tarih verme konusunda Yahudilerin haklı çıktığını itiraf etmeliyiz. Bu genel doğruları değiştirir mi?

Bessam Nihad Cerrar, 1443 hicri yılını 1444 yılına bağlayan ve geçiş tarihi olan 29 Temmuz 2022 tarihinde küresel anlamda mühim bir olayın yaşanacağını haber vermiştir. Lakin haberi çıkmamıştır. Bununla Filistin meselesine zımni gönderme yapmıştır. Lakin o gün gelip çatmış bununla birlikte yaprak kımıldamamış ve kayda değer bir gelişme yaşanmamıştır. Bu da kimi Yahudileri şamataya sevk etmiştir! Bu verilen müjdeli tarihi kehanetleri veya öngörüleri takip eden Yahudiler, İsrail ile ilgili müjdelerin çöktüğüne temas etmişlerdir. Bu Yahudilerin kendilerine veya devletlerine olan güvenlerini artırmıştır. Nitekim Edi Cohen, Bessam Nihad Cerrar'a şöyle hitap etmektedir: "Saklanan adam neredesin? İsrail'in sonuna ilişkin öngördüğün müjde nerede? Biz Temmuz ayının 30'undayız, peki senin öngörüne ne oldu? Üzerinden bir gün geçmesine rağmen sonuç yok. Ağzını bıçak açmıyor!"

Edi Cohen, birçok kayıtta bu meseleyi yani Bessam Nihad Cerrar'ın yanılması meselesini kurcalamıştır. Böylece Müslümanlar daha bedbin ve kötümser olmuşlardır. Zeval müjdesi, tayin edilen vakitte çıkmayınca Yahudilerin alay konusu olmuştur. Müjdenin kendisinde değil ama tarih kesme veya vermelerde genelde tutarsızlıklar baş gösteriyor. Şiilerde beda inancı da bu yolla ortaya çıkmıştır.

Filistinlilerin veya Müslümanların haklı olmalarının nedeni asla kehanet veya kehanetler değildir. Adalete ve hakkaniyete dayanmasıdır. Zamanlaması ise sadece bir zarftır, vakit meselesidir. Mazrufla ya da işin özüyle alakalı değildir. Haklılık yurtlarından ve topraklarından sökülme, sürülme ve yurtlarının gasp edilmesine istinat etmektedir. Michael Drosnin'in kaleme almış olduğu Tevrat'ın Şifresi gibi kitaplar ve çalışmalar da Tevrat'a dayalı kehanetlerin çöktüğünü ve yersiz olduğunu çıkarmıştır. Sabatay Sevi ve benzerlerinin kehanetleri de böyledir. Tencere dibin kara seninki benden kara yarışına girmeye hiç gerek yok. Kehanet bir dine değil bütün dinlere özgüdür. Nitekim hahamların da kabul ettiği gibi Kur'an-ı Kerim İsra Suresi'nin 104'üncü ayetinde ahir zaman sürecinde Yahudilerin bütün dünyadan Filistin'e toplanacaklarını haber vermektedir. 102 ülkeden gelerek bu öngörüyü doğrulamışlardır. İlgili ayet, sürgünden toplanmaya giden süreci anlatıyor. Zımni olarak İsrail'in bu suretle kurulacağını haber veriyor. Lakin müfessirler İsrail kurulmadan bu ayetin mana ve mefhumunu anlayamamışlardır. Ayete garip manalar yüklemişlerdir. İlk defa ayetle ilgili bu hakikati ben de Mustafa Mahmut'un bazı kitaplarından öğrenmiştim.

Kur'an-ı Kerim'in zamana veya vakt-i merhuna dayalı ve mahfuz hakikatleri vardır. Zamanı gelmedikçe tabir-i caizse bu tılsımlar inkişaf etmez.

Bazı müfessirler, Kur'an-ı Kerim'i daha anlaşılır hale getireceklerine anlaşılmaz kılmışlar veya hale getirmişlerdir. Bu açıdan tümden haklı olmasa bile Şeyhülislam Mustafa Sabri, 'Mes'eletü Tercemeti'l Kur'an/Kur'an Tercümesi Meselesi' kitabındaki tezinde haklıdır. Her mütercim haindir, bazı Kur'an mealcileri ise ilaveten cüretkardır. Lakin bu mealcilik geleneğini de tümden reddetmemizi gerektirmez. Mütercimlerin karıştırmalarına rağmen bir hakikatin ifşa vakti gelmişse kimse onu engelleyemez, saklı tutamaz. O mutlaka afaka sızmaya bir yol bulur.

Thomas Carlyle, Kahramanlar kitabında Hazreti Muhammed'in duru ve anlaşılır hayatına karşılık meallerin anlattıklarının içinden çıkamadığını ve anlayamadığını itiraf etmektedir. Kur'an i'cazkar bir kitaptır. Hem öz hem de muhataplarını aciz bırakır. Müheymin bir kitaptır hem maziyi hem de istikbali kucaklar. Bu nedenle de bir müfessir ve meal hazırlayıcısının altından kalkamayacağı derinlik ve genişliktedir.

Hala İsra Suresi'nde anlatılan iki vade (va'dül ula ve'l ahire) tam olarak izah edilememektedir.

Kıraatında bile i'caz saklıdır ve sineleri mest eder.

Raid Salah'tan sonra yardımcısı Kemal Hatip de önümüzdeki Ramazan ayıyla birlikte bir müjde ile karşımıza çıkıyor. Sineler müjdeye susadığından dolayı hor görülemez. Raid Salah'ın müjdesini detaylandırır. İkmal eder. Müjdesi şudur:

"Yaklaşan mübarek Ramazan ayının ilk gününün, 2023 yılının bahar döneminin ilk gününe denk gelmesi ne güzel bir rastlantı, tevafuktur.

Doğrudur, bu tesadüfün şer'i bir anlamı yoktur, bilakis Cenâb-ı Hakk'a bir niyaz ve temennidir, Ramazan'ın başlangıcının baharın başlangıcına kavuşmasının bir nişanesidir. Ramazanla baharın buluşma noktası mübarek İslam baharının başlangıcıdır ve ilk baskısı olan Arap Baharı'nın başlattığı süreci tamamlayacak ve ikmal edecek bir süreçtir.

Kurtuluşa yaklaştık, müjdele..."

2023 yılında Ramazan ayının başlangıcı 23/3/2023'e denk geliyor. Gayet cinaslı ve simetrik bir tarihtir. Nevruz ise bilindiği gibi 21 Mart'tır. İkisinin arasında sadece iki gün vardır.

Acaba bu süreç bize Bediüzzaman'ın haber verdiği cennet-asa baharı mı müjdeliyor?

"Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim; sizler cennet-âsâ bir baharda geleceksiniz."

Müjdeli ya da müjdesiz sonunda hak yerini bulacaktır.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN