Arama

Mustafa Özcan
Kasım 1, 2024
İsrail'in sonunu gören Yahudiler!

Arjantinli Yahudi asıllı oyuncu Norman Briski, 'Gazze kesinlikle yenilmeyecektir' diye tarihe kayıt düşüyor, kesin kanaatini dile getiriyor. Bir Yahudi olmasına rağmen yaptıklarına ve nobranlığına karşılık İsrail'in sonunun geldiğine inanıyor. Belki bugün belki yarın belki yarından da yakın bir gelecekte. Araplar, bu mealde 'lükülli atin karip' demişlerdir. Kısaca her gelecek yakındır. Yahudi asıllı bu ihtiyar sanatçıyı böyle konuşturan sır ya da hakikat nedir? İsrail'in yatışmaz bir yapıda olması tarihle, günümüzle ve gelecekle barışık olmaması, uyumsuz bir yapıda olmasıdır. Anakronik yapı sonuna doğru koşuyor. İsrail, yaşama kabiliyetine haiz olmayan anormal yapıda bir devlettir. Küfür payidar olur ama zulüm payidar olmaz. Zulüm, fıtrata aykırıdır. Evet, küfür de en büyük zulümdür lakin örtülü bir zulümdür. Bazen küfür ehlinden de beklenmedik şekilde insaf kırıntıları da sadır olabilir.

Şimdi histeri nöbetine tutulmamış akil Yahudilerin bir kısmı da İsrail'in sonunu görebiliyor. Bunlardan birisi de New York Times yazarı Thomas Friedman'dır. Bazı nitelikleri dolayısıyla Araplar tarafından benimsenmiş ve kendilerine yakın sayılmıştır. Netanyahu iktidarı döneminde gözyaşlarına boğulmuş ve 'İsrail'i çılgınlar mangasından ya da Netanyahu'nun yıkım ekibinden kim kurtaracak?' diye söylenmiştir. Elbette yanlışlar tarih nehrine atılacak ve mecrasında çer çöp gibi ait olduğu yere taşınacaktır. Nitekim Thomas Friedman, bu alanda kaleme almış olduğu makalelerin birinde (4 Kasım 2022) Netanyahu'nun seçimden ortaklarıyla zaferle çıkması üzerine şunu yazmıştır: "Bu koalisyonunun iktidara gelmesi İsrail'i felakete sürükleyecektir. Bildiğimiz İsrail, tarihe gömülecektir." Bu öngörüsü büyük çapta hayata geçmiştir.

7 Ekim 2023 tarihinde bu hükümetin gölgesinde Aksa Tufanı yaşanmıştır.

Nixon'dan Biden'a; İsrail'i kurtaranlar

Thomas Friedman, başka bir makalesinde ise Joe Biden'a hitap ederek İsrail'in kendinden kurtarılmasını istemiştir. İçeriden yıkılmasına engel olunmasını istemiştir. Nixon'ın Arap ülkeleriyle İsrail arasındaki savaşlarda İsrail lehine hareket ederek İsrail'i hariçten gelen bir yok oluştan kurtardığını hatırlatarak şimdi de görevin içeriden yok olmaya karşı Joe Biden'a düştüğünü yazmıştır. Şimdi de onu bekleyen görevin, iç tehdide karşı İsrail'i korumak olduğunu kaleme almıştır (https://www.nytimes.com/ 2023/07/23/opinion/israel-biden.html ). Yazdığı açık mektupta Nixon'ın Ekim 1973 savaşında İsrail'i silah ikmali için hava koridoru kurduğunu ve bu sayede İsrail'i yıkılmaktan koruduğunu hatırlatmıştır. 50 yıl sonra ise silah ikmali değil İsrail'e gerçeklerin hatırlatılması gerektiğini yazmıştır. Lakin Biden gerçekleri söyleme cesareti yerine kolaycılığı seçmiş, Nixon'ın izinden giderek bu defa Araplara karşı değil sadece Gazze'ye karşı silah ikmali yapmıştır. Friedman, tarih önünde gerçeklerden kopan ve kaçan Netanyahu'nun acı reçete içmeye ihtiyacı olduğunu, bunun da Biden idaresi tarafından sağlanabileceğini kayıtlara geçirmiştir. Lakin bu fırsat da Biden idaresinin kırılganlığı ve cesaretsizliği ile Netanyahu'nun cıva gibi üste çıkmasıyla kaçırılmıştır. İnisiyatifi yine Netanyahu ele geçirmiştir. Bu suretle İsrail, sonuna bir adım daha yaklaşmıştır.

Thomas Friedman, başkanların ve kralların gazetecisi olarak tanınmıştır. Örneğin Suudi Arabistan Kralı Abdullah (veliaht iken) tarafından ağırlanmış ve Biden'ın da İsrailli yetkililere yönelik ileticisi olmuştur.

İsrail'in sonunu görenlerden birisi de İsrailli yazar Alon Mizrahi'dir. Yahya Sinvar'ın gizlenmeden cephede kahramanca öldüğüne temas ettikten sonra direnerek destansı bir şekilde bu alemden göçtüğünü hatırlatmıştır. Hiçbir tiyatro eserinin veya yazarının bundan daha mükemmel bir tiyatro eseri ortaya koyamayacağını ifade etmiştir. Böylece Hacı Murat, Libyalı kahraman Ömer Muhtar ya da Suriyeli direnişçi İzzettin Kassam'ların safına geçmiş ve onlar gibi şanlı bir şekilde tarihe veda etmiştir. Alon Mizrahi'nin ifadesiyle Yahya Sinvar sanki Hemingway'ın satırlarından hayata taşmıştır.

Alon Mizrahi, Sinvar'ın mücadelesini ve son anlarını İspanyol iç savaşından ilham alan Çanlar Kimin İçin Çalıyor romanının konusuna uyarlamıştır. Mizrahi sonunda şu hükme varıyor: "22 yıl İsrail hapishanelerinde kalan Sinvar, bu destansı ve kahramanca mücadelesiyle ebedi olarak tarihin akışını değiştirecektir..."

Soykırımcı Netanyahu'nun kanlı saldırılarına en sert cevaplardan biri ise İsrailli Haaretz yazarı Gideon Levy'den gelmiştir. Gideon Levy, daha önce İsrail Başbakanı Ehud Barak ile yaptığı görüşmeye temas etti. Barak'a 'Filistinli olarak doğsaydınız ne olurdu?' diye sormuştum, 'Bir terör örgütüne katılırdım' demişti" ifadelerine yer verdi. Barak, bu sözleriyle Filistin halkına bakışını da gözler önüne seriyor.

İsrail'in Filistin halkına yönelik saldırılarını eleştiren Levy, "Tarihte çok daha zalim işgaller yaşandı ama hiçbir zaman işgalcinin kendisini mağdur olarak gösterdiği bir işgal olmadı. İsraillilerin çoğu seçilmiş halk olduğumuza derinden inanıyor ve bu yüzden de 'her şeyi yapmaya hakkımız var' düşüncesindeler" dedi. Haaretz yazarı Gideon Levy, daha önce de İsrail'e işgalci demişti. "Bu kadar yıldır kaba kuvvetle ve acımasızca başka halkları işgal eden bir ülke artık işgalci bir güçtür, işgalci bir ülkedir. Bunda hiç şüphe yoktur" demişti.

Gideon Levy, bir defasında da şunları söylemiştir: "Siyonizm, İsrail'in iki dininden biridir. İkinci din, açıkça güvenlik dinidir."

Bu iki dinin de gerçek dinle, adaletle bir münasebeti bulunmuyor.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN