Amerikan seçimlerinin eli kulağında. Bugün ya da yarın seçim var. Umarım mahkemede bitmez. Seçimler ABD'yi ilgilendirdiği kadar küresel zemini de ilgilendiriyor. Seçmen olsaydım kendimi Kamala Harris'e daha yakın hissederdim. Zenginlere değil yoksul kesimlere daha yakın duruyor. Bu nedenle Trump'ın onu komünist olarak nitelendirmesi sürpriz olmadı! Komünizm sonrasında komünist olmak fazla tehlikeli sayılmaz. Bizde de Komünist Parti'ye, komünizm sütunları yıkıldıktan sonra geçit ve izin verildi. Buna 'post mortem/ölüm sonrası' durum derler. İsrail açısından Amerikan seçimlerinde kazanan ve kaybeden pek fark etmez. Onlar Harun Reşid gibi düşünürler: Ey bulut! Tanelerini nereye bırakırsan bırak, nereye serpersen serp! Hasadı/güllesi yani taneleri dönüp dolaşıp bana geri gelecektir. İki partinin ikisi de İsrail'e hizmette yarışırlar. Kimin daha yarayışlı olacağını Allah bilir. Harry Truman ve Nixon'dan sonra İsrail'e en fazla hizmet eden liderlerden birisi Katolik Siyonist Jeo Biden çıktı. Bu nedenle seçimleri kazandığında onu en hararetle tebrik edenlerin başında Netanyahu gelmiştir. Bu da satışa gelen Trump'ı küplere bindirmişti. Kızdığını Netanyahu'nun yüzüne vurdu ve meclisinden tepki göstererek kalktı gitti. Ortak bir fotoğraf karesinde Trump 'ben sizin için neler yaptım ama kıymet bilmediniz, nankör çıktınız' mealinde sözler sarf etmiştir. Haksız mı? Bizde 'besle kargayı oysun gözünü' derler. Araplar da 'besle köpeği yesin seni' derler. Gözüne, dizine dursun mealinde ifadeler kullanmıştır. Bu bana Yaşar Nuri Öztürk'ün, Ahmet Hakan'a tepkisini hatırlattı. 'Bir de adama boğaz manzaralı kalamar yedirmiştim. Kalktı, karşıma geçti' demiştir. Belli ki gözüne dizine dursun demek istemiştir.
Karşı rakip, Demokrat Parti'den aday olan Kamala Harris'in hem kendisi hem de parti teşkilatı gayet düzenli çalışıyor. Saat gibi işliyorlar. Trump ise dağınık, derbeder ve kaotik bir adam. En son ki görüntülerden birinde miting alanında sesi çıkmayan mikrofonla kavga ediyordu! Lakin onun gibi dağınık Amerikalılar da var. Düzensiz adamın, düzensiz seçmeni de olabilir. Tezgahına göre seçmen bulunur.
ABD'nin en zengin iş adamlarından ve Trump'ın da dostları ya da en azından tanışları arasında sayılan Yahudi asıllı milyarder iş adamı Haim Saban, kazanırsa ikinci döneminde Trump'ın saf değiştirebileceğini söylemiştir. İsrailli gazeteci Nadav Eyal ile konuşmasında şöyle diyor: "Biliyorum ki Netanyahu'dan hiç hoşlanmıyor bilakis şiddetli bir şekilde ondan nefret ediyor. Trump ne yapacağı kestirilemeyen, bilinmeyen değişkenlik arz eden bir adamdır. Tavırları öngörülebilir değil. Bu yüzden Bibi'ye olan nefreti seçimlerden sonra ve kazanması halinde intikam histerisine dönüşebilir! Emin değilim ama bu yönde işaretler var!" Çanlar kimin için çalıyor, bakıp göreceğiz!
Ben de bilgimle değil ama sezgilerimle Haim Saban'a katılıyorum. İkinci döneminde Trump, İsrail ile yollarını ayırabilir. Buna mukabil İslam dünyasında yükselişe geçen güçlerle iş birliği yapacaktır. Kendisi dönek olabilir ama dönekleri affetmez. Şahsi tercihim, Kamala Harris olsa da kamusal tercihim Trump olurdu. Seçimlerin arifesinde hem ABD ve dünya için hayırlısını dileyelim.
Mustafa Özcan
