(Bu makâlenin birinci bölümü geçen hafta neşredilmiştir)
Resim 1
Ta'lîk levha
Okunuşu:
Bende oldum çok şükür Sultan Abdülkādir'e
Mültecîyim şüphesiz her an Abdülkādir'e
Sâha-i tevhîde girdim; bahtiyârım bahtiyâr
Her giren mes'ud olur meydân-ı Abdülkādir'e
Dest-gîridir fakîrin Gavs-i Â'zam bîgüman
İhtiyâcım var benim ihsân-ı Abdülkādir'e
Pîş-vây-ı evliyâ vü etkıyâdır şübhesiz,
İştiyâkım var benim devrân-ı Abdülkādir'e
İlm-i hikmet, sırr-ı vahdet bûyu her an münkeşif
Gir de gör ol ravza-i rıdvân-ı Abdülkādir'e
Mazhar-ı ihsân eder ceddin, Edîb, hiç şübhesiz:
Bendegân muhtâc olur dermân-ı Abdülkādir'e"
Hattatı: Necmeddin Okyay (1883-1976)
Eserle ilgili notlar: Bu manzûmenin şâiri olan Edîb'in kimliği bilinmiyor. Ancak, sondan bir önceki mısrada geçen ifâdeden şâirimizin Geylânî soyundan geldiği mânâsı çıkartılabilir. Üstad Okyay bu yazısına imzâ koymamıştır.
Resim 2
Celî sülüs zer-endûd levha (1273/1858)
Okunuşu: "Yâ Hz. Şeyh Sultân Seyyid Abdülkādirü'l-Geylânî, K.S."
Hattatı: Hâk-pây-ī evliyâ Mehmed Şefîk-ī pür-hatā (Şefik Bey,1815-1880)
Eserle ilgili notlar: Kādirî tâcı şekline getirilmiş latîf bir Şefik Bey istifi görülmektedir. Levhanın tezyînâtı Batı taklidi uydurma desenlerdir.
Resim 3
Celî sülüs levha (1291/1874)
Okunuşu: "Yâ Bâze'l-eşheb, Hz. Şeyh Sultân Abdülkādirü'l-Geylânî"
Hattatı: İffet Efendi
Eserle ilgili notlar: Hayatı hakkında bilgimiz olmayan Anadoluhisarlı İffet Efendi'nin bu istifinde, Hz. Geylânî'nin diğer örneklerde bulunmayan Bâzü'l-eşheb vasfı zikredilmektedir. Bu ibâre, beyaz doğan kuşu veya beyaz kartal için kullanılır. Yüksekten uçan bu asîl kuş avını kimseye bırakmazmış. Tarîkat şeyhleri de insanların gönlünü avlayıp onları dünya hevesinden uzaklaştırdığı için bu lakabla anılırlarmış.
Resim 4
Celî ta'lîk zer-endûd levha (1302/1885)
Okunuşu: "Yâ Hz. Pîr Seyyid Ahmede'l-Bedevî K.S.A."
Hattatı: "Nemekahû Sâmi gufira zünûbühû" (Sâmi Efendi, 1838-1912)
Eserle ilgili notlar: Düz satır hâlinde yazılmış, Sâmi Efendi'nin gençlik eserlerindendir.
Resim 5
Celî sülüs levha (1294 / 1879)
Okunuşu: "Yâ Hazret-i Pîr Seyyid Ahmed el-Bedevî K.A."
Hattatı: Mehmed Şefik Bey (1815-1880)
Bedevîlik Anadolu'da yaygın bir tarikat olmamakla berâber, herhalde o zamanki geniş Osmanlı topraklarında yaşayan Bedevîler, pîrlerinin ismiyle levha yazdırıp onun üzerlerindeki mânevî murâkabesini te'mîn ediyorlardı. Şefik Bey de, bir haylı tarikat pîrinin ismini celî sülüsle yazmış, bunlar kalıplarından çoğaltılarak isteyenlerce iştirâ edilmiştir. Levhanın hatib ebrûsu Necmeddin Okyay'a âid olup, muhtemelen kendisi tarafından bu şekilde levha hâline getirilmiştir.
Resim 6
Celî sülüs levha (1287/1870)
Okunuşu: "Yâ Hz. Pîr Seyyid Ahmede'r-Rifâî
Hattatı: Hâk-pây-ī evliyâ Mehmed Şefîk-ī pür-hatā (Şefik Bey, 1815-1880)
Eserle ilgili notlar: Şefîk Bey'e has olan, tâc biçiminde enfes bir istiftir.
Resim 7
Celî sülüs levha
Okunuşu: "Yâ Hz. Ebu'l-Alemeyn Şeyh es-Seyyid Sultan Ahmede'r-Rifâî "
Hattatı: "Hâk-pây-ī evliyâ Seyyid Aliyy-ī pür-hatâ" (Çırçırlı 'Haydarlı' Ali Efendi, ö.1902)
Müzehhibesi: F. Çiçek Derman
Eserle ilgili notlar: Hz. Rifâî, Ebu'l-Alemeyn (= zâhir ve bâtın ilimlerinin babası) lakabıyla anıldığı için istifin teşkîlinde buna da yer verilmiş, böylece altta küplü üç harf sıralanmıştır. Hazret kelimesinin "ha" harfine "mütenâzır" olması için "şeyh" in "hı" harfi de kelime sonuna -kāide dışı olarak- bağlanmıştır.
Resim 8
Celî sülüs levha (1298/1881)
Okunuşu:
Fahr-ı sâdât-i kirâm (ū) pîş-vâ-yī ârifîn
Mazhar-ī sırr-ī halîl ū nuhbe-ī ehl-ī yakîn
Bülbül-ī gülzâr-ı âteşgâh-ı aşk-ī lâyezâl
Hazret-ī Ahmed Rifâî, râfi'-ī a'lâm-ı dîn"
Hattatı: İbrahim Alâeddin Bey (1844-1888)
Eserle ilgili notlar: Şefik Bey'in (1815-1880) çıraklarından olan Alâeddin Bey satır veya istif hâlindeki yazılarında hocası gibi çok başarılıdır, ancak genç yaşında vefât etmiştir. Levhanın hatib ebrîsi Necmeddin Okyay'ındır.
Resim 9
Celî ta'lîk istifli levha kalıbı
Okunuşu: "Yâ Hz. Pîr Seyyid Ahmede'r-Rifâî"
Hattatı: Sâmi Efendi (1838-1912)
Eserle ilgili notlar: Sarı zırnık mürekkebiyle yazıldıktan sonra iğnelenip kalıp yapılmak üzere hazırlanan bu levhada, ortalama olarak yerleştirilen keşîdeli sin harfi eserin muvâzenesini sağlamaktadır. Sâmi Efendi'nin buna imzâ koymayış sebebi olarak hattı zer-endûd işleyecek müzehhibde bu imzânın bulunmasından dolayıdır (Koleksiyon: Topkapı Sarayı Müzesi Kütübhânesi-GY.99).
Resim 10
Zer-endûd tuğra levhası (1325/1907)
Okunuşu: "Yâ Hz. Seyyid Şeyhü'l-Kebîr Ahmede'r-Rifâî K.S.Â"
Hattatı: Şeyh Azîzü'r-Rifâî (1870-1934)
Eserle ilgili notlar: Son devirdeki pâdişah tuğralarının sağ üst köşesinde sülüs hattıyla yeralan Adlî, Gāzî, Reşad gibi mahlas, unvan veya isimlerin benzeri olarak, bu latîf tuğranın sağ üst köşesine de Hz. Rifâî'nin künyesinde mevcud "Ebe'l-alemeyn" ifâdesi yerleştirilmiştir (Behîre Emre Koleksiyonu-İstanbul).
Resim 11
Celî ta'lîk levha (1342/1924)
Okunuşu: "Yâ Hz. Pîr Seyyid Azîz Mahmud Hüdâyî"
Hattatı: Necmeddin Okyay (1883-1976)
Eserle ilgili notlar: Satır hâlinde tertiplenen ta'lîk – celî ta'lîk yazılarında "keşîdeli" denilen, çekilebilir vasıflı harf, satır ortasına geldiğinde pek yakışır. Burada da "seyyid" kelimesinin "sin" harfi bu kabîldendir. Başka bir harf keşîdesinden ayırd edilebilmek maksadıyla, ta'lîk hattında "sin" in altına üç nokta konulması âdeti de -buradaki gibi- mevcuddur.
Resim 12
Celî sülüs ve sülüs levha (1379/1959)
Okunuşu: "Yâ Hz. Pîr Sultan Azîz Mahmud Hüdâyî K.S.Â"
Hattatı: Mustafa Halim (Özyazıcı, 1898-1964)
Müzehhibesi: Rikkat Kunt (1903-1986)
Eserle ilgili notlar: Halim Özyazıcı'nın pek latîf olarak istiflediği bir Hz. Hüdâyî levhasıyla karşı karşıyasınız. Eserin halkârî bezemesi Rikkat Kunt'un (1903-1986) fırçasındandır.
Resim 13
Celî sülüs levha (1373/1953)
Okunuşu:
Hulûs-ı kalb ile Kâmil, yüzün sür hâk-pâyine,
Teeddüble niyâz eyle, makām-ı ârifânîdir.
Cenâb-ı kutb-ı â'zam'dır, bu bir zât-ı mükerremdir
Tarîk-ı Celvetî pîri Azîz Mahmud Hüdâyî'dir.
Hattatı: Necmeddin Okyay (1883-1976)
Eserle ilgili notlar: Daha eskiden, hüsnü bulunmayan bir hatla yazdırılmış olan bu levhayı Mustafa Düzgünman(1920-1990) Hz. Hüdâyî türbedarlığına getirildiğinde, annesinin dayısı Necmeddin Okyay'dan hüsn-i hatla yazmasını rica etmiş, üstad da bu teklifi memnuniyetle gerçekleştirmiştir. Yazıyı çevreleyen ebrûlar Düzgünman'ındır (Hz. Hüdâyî türbesi-Üsküdar).
Resim 14
Celî sülüs levha (1379/1959)
Okunuşu: "Yâ Hz. Pîr Seyyid Azîz Mahmud Hüdâyî, K.S.Â."
Hattatı: Mâcid Ayral (1891-1961)
Eserle ilgili notlar: Bu istifin etrâfını çevreleyen ebrûlar Mustafa Düzgünman'ındır.
Resim 15
Ta'lîk mâil kıt'a
Okunuşu:
Şeyh Hüdâyî Hazretlerinin Dîvânı'ndan:
Muhît-i bahr-i tevhîdi bulup ummân-ı bîsâhil
Vücûdun katresin mahv et, eğer oldunsa ehl-ī dil
Hüdâyî, vahdetē bak kim, anā mâni' değil kesret
Olā mī âfitâbā hiç vücûdū zerrenin hail.
Hattatı: Kemâl Batanay (1893-1981)
Müzehhibesi: Rikkat Kunt (1903-1986)
Eserle ilgili notlar: Hz. Hüdâyî'nin nazmeylediği bu kıt'anın ebrûları Mustafa Düzgünman (1920-1990) merhûma âiddir.
Prof. Uğur Derman
(Yazının devamı gelecek hafta…)