Batılı düşünürlerin İslam'a olan hayranlığı
Batı'da İslam'a karşı son derece bağnaz ve ön yargılı düşünürler olduğu gibi, insaflı yaklaşan kalemler de vardı. "Dünyada her fikir, her söz elli yüz sene içinde eskiyip değerini yitirmeye mahkumdur. Bunun tek istisnası Kur'an'dır. Eskimediği gibi her geçen gün daha anlaşılır hale gelmekte, adeta gençleşmektedir." diyerek İslam'a olan hayranlıklarını dile getirmekten de çekinmediler. Sizler için Batılı düşünürlerin İslam hakkında düşüncelerini derledik.
Giriş Tarihi: 05.02.2020
09:35
Güncelleme Tarihi: 05.02.2021
09:22
Ben bu hayret uyandırıcı insanın hayatını okudum. Ben O'nu insanlığın kurtarıcısı olarak görüyorum. O'nu böyle tanımamız lazım. O bugün aramızda olsaydı, dünyanın bütün problemlerini bir kahve içiminde hallederdi.
Ben Muhammed'in dinini harikulade canlılığından ötürü hep takdir etmişimdir. İslâm, varlığın değişen veçhesine uyarlanabilir kabiliyete sahip tek dindir. Böylece, İslam her çağa hitap etmektedir... Benim tahminime göre, Muhammed'in inancı bugün Avrupa'da kabul edilmeye başlandığı gibi, gelecekte de kabul görecektir. Ortaçağ Kilisesi, ya cahilliklerinden ya da bağnazlıklarından Muhammedîliği hep kara renklere boyayarak anlatmışlardır. Onlar aslında hem Muhammed'den, hem de onun dininden nefret edecek şekilde eğitilmişlerdi. Onlara göre, Muhammed İsa karşıtıydı. Oysa ben onu, o harikulade insanı inceledim. Benim kanaatime göre değil İsa düşmanı olmak, ona insanlığın kurtarıcısı demek gerekir. Günümüz dünyası onun gibi bir peygamberin etkisi altına girse, sorunları, çok ihtiyaç duyulan barış ve mutluluk getirecek şekilde çözüleceğine inanıyorum. Avrupa, Muhammed'in akidesinin aşkına girmeye başlamıştır. Gelecek yüzyılda, Avrupa sorunlarının çözümünü bu inanç içinde görmeye kadar gidebilir.
Bernard Shaw, 26 Temmuz 1856'da Dublin'de bir tüccarın oğlu olarak doğdu. 1876'da Londra'ya gitti ve kısa bir süre Edison Telephone Company'de çalıştı. Shaw bu arada edebiyata düşkündü ve tam beş roman yayınlamayı başarmıştı. Ancak hiçbirinde başarıyı elde edemedi.1885'den itibaren çeşitli dergilerde müzik ve tiyatro eleştirisi yazıları yazdı. 1901 yılında yayınlanan Şeytanın Çocukları adlı melodramıyla edebiyatta başarıyı yakaladı. Bu eseri en çok Almanya'da tanındı.
George Bernard Shaw 2 Kasım 1950'de Hertfordshire'de öldü.
Muhammed, vahye mazhar olan ve İslam'ı inşa eden insan, M.S. 570 civarında putlara tapan bir Arap kabilesinde dünyaya geldi. Sonra, bir takım acı ve dehşete düşürücü olaylar içinde, Tanrı'nın kelâmı ona, melek Cebrail vasıtasıyla vahyolunmaya başladı. Kendinden önceki tüm peygamberler gibi Muhammed, Tanrı'nın kelâmını yaymak için kendisinin nakıs olduğu bilerek, gayet dikkatli bir mücadele verdi. Melek "Oku" diye emretti. Oysa bildiğimiz kadarıyla, Muhammed'in okuma yazması yoktu. Fakat o kendisine vahyolunan sözleri yazmaya başladı. Dünyanın büyük bir kısmını tamamen değiştirecekti bu söz: Allah'tan başka tanrı yoktur. Muhammed, olağanüstü şahsiyetinin gücüyle, Arabistan ve Doğu'daki hayatı her şeyiyle değiştirmişti. O, putları kendi elleriyle paramparça etti ve ancak tek Tanrı'ya kulluk edilen bir dini kurdu.
40'tan fazla kitap yazan James Albert Michener, bunların büyük çoğunluğu, birçok coğrafi bölgede birçok kuşağın hayatını kapsayan kurgusal, uzun aile ataları ile ilgiliydi. Titiz çalışmasıyla tanınan Michener, Pulitzer Kurgu Ödülü'nü kazandı. Michener romanlar, kısa öyküler ve kurgu dışı romanlar yazmaya ek olarak, filmler, TV dizileri ve radyo ile ilgili eserler de kaleme aldı.
Hem dini ve hem siyasi etkinliğin bu eşi görülmemiş birleşimi nedeniyle bence Hz. Muhammed (s.a.v.) insanlık tarihinin en etkili kişisi olmaya hak kazanmıştır
Michael Hart