8 ünlü yazarın babalarına yazdığı 8 şiir
"Anne gezindiğin bağ, baba yaslandığın dağdır. Ömrümün en güzel çağı annen ve babanla olandır." der Ataol Behramoğlu... Karşılıksız sevginin ve fedakarlığın temsili olan baba kimi yazarımıza göre umut, kimine göre özlem kimine göre ise güven demekti. Sizler için, Cemal Süreya, Özdemir Asaf ve Necip Fazıl Kısakürek başta olmak üzere edebiyatımıza damgasını vuran şairlerimizin babalarına yazdıkları şiirleri derledik. Kimsenin buruk hissetmesini istemediğimiz bir gün geçirmeniz dileğiyle...
Giriş Tarihi: 21.06.2020
08:50
Güncelleme Tarihi: 09.07.2020
20:53
Ran, 20 Kasım 1901'de Selanik'te doğdu. Doğum tarihi nüfusa 1902 olarak kaydedilen şairin asıl adı Mehmet Nazım olsa da edebiyat tarihinde "Nazım Hikmet" adıyla tanındı. Usta şair, Ran soyadını ise sonradan aldı.
Dedesi Nazım Paşa'nın etkisiyle şiirler yazmaya başlayan usta kalem, yaşamının ilk yıllarını ve şiire başlama hikayesini yaptığı bir açıklamada şöyle anlatmıştı:
"Ben 1902 yılında, 20 Ocak'ta Selanik'te doğdum. Dedem valiydi, şiirle ilgilenirdi. Annem ressamdı, birkaç yabancı dil bilirdi. Babam önce elçilik, daha sonra üst düzey memurluk yaptı. İlk şiirimi 13 yaşındayken yazdım. Bir yangını anlatıyordu. Ailem benim harika bir çocuk olduğuma karar vermiş ve şiir yazmamı telkin etmeye başlamıştı. 15 yaşında bahriye okuluna verdiler. Deniz subayı yapmak istiyorlardı beni. Okuduğum sınıf ikiye ayrılmıştı. Bir kısmı sporla, diğeri şiirle uğraşıyordu. Ben şairler tarafına düştüm. Okulda bize tarih ve edebiyat derslerini ünlü Türk şairi Yahya Kemal veriyordu. Kedimi anlatan bir şiir yazmıştım. Yahya Kemal, şiirimi okuduktan sonra kedimi getirmemi söyledi."
Nazım Hikmet kimdir? Nazım Hikmet Ran hakkında bilgiler...
"Bir gün, bir evde, bir kedi Vardı. O gün, bir evde, o kedi Benden sıcaklığını esirgemedi.
O gün, o evdeki o kedi Beni bana götürdü getirdi. Ona şarkılarımı söyledim; Uyudu, bakıyordum, benimleydi.
Bir ikilem oldu beklenmedik; Geçmiş günlerin yumaklarını didikledi. Var mıydı, yok, var gibi Kucağımdaydı kedi.
Gözlerindeydi gözlerim, Gözleri gözlerimdeydi. Ellerimi tırmalıyordu elleri... Ürperdim, birden içim titredi."
I Özdemir Asaf
Özdemir Asaf, daha sonra 3 yıl iktisat bölümüne ve bir yıl gazetecilik bölümüne devam etse de hiçbirinden mezun olamadı.
Asaf, ilk yazısı "Servet-i Fünun" dergisinde çıktıktan sonra şiir, yazı ve çevirilerini "Amaç", "Büyük Doğu", "Dost", "Edebiyat Dünyası", "Kaynak", "Küçük Dergi", "Seçilmiş Hikayeler", "Uyanış", "Şadırvan", "Türkçe", "Türk Dili", "Varlık", "Yeditepe", "Yenilik", "Yirminci Asır" gibi dergilerde ve "Vatan" gazetesinin sanat sayfalarında yayımladı.
Dünyayı kucaklayan şair: Özdemir Asaf
Babam İçin - Sabahattin Ali
"Allahım! .. İşte bugün, Şu zavallı ömrümün En matemli bir günü.
Elim böğrümde kaldım, Ben bugün haber aldım: Babamın öldüğünü.
Bitti hayatın tadı, Bu haber bırakmadı, Dudağımda tebessüm.
Kalbim oyuldu yer yer, Aman Yarabbi, meğer Ne acıklı imiş ölüm
Daha birkaç gün evvel, Yüzümü okşayan el, Şimdi toprak oluyor."
I Sabahattin Ali
Sabahattin Ali, en çok bilinen eseri olan Kürk Mantolu Madonna'yı, askerdeyken kolu çatlak halde yazdı. Ali'nin kitabı yazarken yaşadığı acıyı giderebilmek için kolunu sık sık sıcak suya soktuğu biliniyor. Deyim yerindeyse Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali'nin, dizinin üstünde yazdığı bir kitap denilebilir.
Sabahattin Ali'ye dair 15 ilginç bilgi 40 alıntı