Arama

Vatanını kalbinde taşıyan yazar; Cengiz Dağcı kimdir?

Edebiyatımızın önemli yazarlarından Cengiz Dağcı, romanlarında daima Kırım'ı, onların içinde bulundukları durumu ve eziyet dolu yaşantılarını anlattı. Savaşı birebir yaşayan hatta esir kamplarında tutulan Dağcı, yazdığı romanlarda bu olayları oldukça usta ve gerçekçi bir şekilde kaleme aldı. Türkiye dışında yaşamasına rağmen eserlerini Türkiye Türkçesi ile yazan usta kalem, Kırım Türklerinin acılarını ve şahsi acılarını yazı yoluyla bütün dünyaya duyurdu. Doğumunun 101'inci yılında Cengiz Dağcı hakkında bilmeniz gerekenleri derledik.

  • 18
  • 20
O TOPRAKLAR BİZİMDİ
O TOPRAKLAR BİZİMDİ

Cengiz Dağcı, O Topraklar Bizimdi romanında bizleri yine mahzun Türk ülkesi Kırım'a götürüyor. Bu kez başkent Akmescit'in Çukurca köyüne… Onlar da İnsandı romanından tanıdığımız Çilingir'in oğlu Selim, Kızıltaş sürgününden kurtulduktan sonra Akmescit'te Rus eğitimi almış ve Çukurca köyüne Kolhoz reisi olarak dönmüştür. Toprağına can-ı gönülden bağlı Kırımlı köylüler Rus devletinin baskısından ve Kolhoz teşkilâtından öyle bezmişlerdir ki artık vatanlarından sürgün edilmemek ve hayatta kalabilmek adına sadece günü geçirme gayretindedirler.

Fakat İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle her şey bir anda değişir; Kırım için yeni bir ümit ışığı doğar. Savaş sırasında, Kırım'ın her yerinde olduğu gibi Çukurca'da da halk tekrar eski hayatına döner. Camiler yeniden dolup taşar, kolhozlar kaldırılır… Herkes kendi toprağını işlemeye ve inancını bildiği gibi yaşamaya başlar. Ama Ruslar'ın savaştan galip çıkması, bütün ümitlerin sonu olur. Büyük bir katliâm başlar... Bu katliâmdan kurtulabilenler de, yediden yetmişe yine sürgüne mahkûm olurlar...
Romanın kahramanı Selim'le birlikle kendi vatanında fikren ve bedenen mahkûm olmanın trajedisine; kendi insanına yabancılaşmanın ve yaşanan büyük hayal kırıklıklarıyla birlikte yine onların kucağına dönmenin dramına şahit olacaksınız.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

  • 19
  • 20
DÖNÜŞ
DÖNÜŞ

"Sabahları sokakta duruyor, sırtımı binaların duvarlarına dayayıp kaldırımda koşuşup oynayan çocuklara bakıyor, onların yanına varıp onlarla beraberce oynayasım ve sevinesim geliyordu. Fakat kendilerini ürkütmemek için ancak uzaktan seyredebiliyordum. Gene de onlara bakarken kalbimin en derin bir yerinde hayattan büsbütün kopmadığımı hisseder ve gözlerimi kapatıp uzak Kırım'ı, Gurfuz'u görürdüm.Evet, orda. Dedemin, babamın kemikleri gömülü toprakta. Yalnız orada. Doğduğum topraklarda. Oranın göğü altında, Oranın insanları arasında hayat bütün sıcaklığıyla beni bekliyordu sanki.""Ve işte iki gün önce yılbaşı gecesi herkes mutlu, herkes şen ve mesut, yeni yılı karşılarken ben aç ve donuk, Sovyet Elçiliğinin taş merdivenleri üstünde durdum. Ruslar nezaketle karşıladılar beni ve iki gün sonra Kırım'a dönebileceğimi bildirdiler..."

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

  • 20
  • 20
YURDUNU KAYBEDEN ADAM
YURDUNU KAYBEDEN ADAM

Yurdunu Kaybeden Adam, esirlikten kurtulan ama hürriyetin tadına varamayan Cengiz Dağcı'yı anlatır. "Yurdunu kaybeden adam için hürriyetin bile bir manası kalmadığını şimdi anlıyorum. İçinde doğduğum, gülüp oynadığım yerlerde benim dilim konuşulmuyor artık. Bir zamanlar, o topraklarda dilimi konuşan insanların ne olduklarını da bilmiyorum. Son fırtına, ağacı devirdi. Bizler, uçurduğu birkaç yaprak, boşlukta yolunu şaşırmış, ümitsiz ve şaşkın, meçhul bir geleceğe doğru, yalpa vurup duruyoruz."

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN