Arama

İskender Pala'nın Leyla ile Mecnun kitabından alıntılar

Kültürümüzde bir taşıyıcı görevinde bulunan Leyla ile Mecnun mesnevisi, aşkın sembolü oldu. Öyle ki, edebiyatımızda Doğu'nun gönül coğrafyasına açılan kapısı olarak adlandırıldı. İskender Pala, mesnevi için şöyle der: "Leyla ile Mecnun nesilleri birbirine bağlayan kuşaklar arasında bizim bir millet olduğumuzu hissettiren, fark ettiren ve bunu sonraki kuşaklara durmadan tekrarlayan, öğreten kitaptır." Sizler için İskender Pala'nın Leyla ile Mecnun kitabından alıntıları derledik.

  • 17
  • 28

Felek bir elvedayı da çok görmüştü. Vedalaşamadılar... Evet ama neden vedalaşsınlardı ki! Veda da ne demekti! Leylâ Mecnun'u kalbinden götürmemiş miydi? Mecnun'un Leylâsız olduğu mu vardı ki?

  • 18
  • 28

Leylâ'nın Mecnun'a mektubu şöyle başlıyordu: "Allah'ın adı ve selamından sonra, bu mektup bir gönlü yaralıdan, saygı ve sevgi sahibi bir yaralı gönledir."

  • 19
  • 28

Biliriz ki deliye hazine değil virane gerekir.

  • 20
  • 28

Zaman! Ah zaman! Hem dost, hem düşman. Hem mazlum, hem zalim. Aktıkça köpüren bir nehir. Yiğide ayak bağı, namerde at meydanı. Sevdaya tuzak nefrete dost. Aktıkça, iyi ile kötünün; iyilik ile kötülüğün yolunu ayırıcı. Rahmette zahmet; zahmette rahmet madeni... Hayırda şer; şerde hayır gizleyen sır.

  • 21
  • 28

Gönül çok önceleri sana koştu canım seninle gitti. Şimdiki canım Leylâ'ya değil, Mevlâ'ya yönelik.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN