Umberto Eco'yu neden okumalıyız?
Şüphesiz her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar da özgün gerekçeleri vardır. Fikriyat bu bilinçle yola çıkarak okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlattı. Öyleyse soruyoruz: yeri geldiğinde engin bilgi birikimiyle karanlık Orta Çağ'ı anlatan, yeri geldiğinde de göstergebilim uzmanı olarak dünyadaki en küçük ayrıntının ne kadar önemli olduğunu gösteren Umberto Eco'yu niçin okuyorsunuz?
Giriş Tarihi: 09.04.2019
08:54
Güncelleme Tarihi: 09.04.2019
09:27
Beş Ahlak Yazısı'nı neden okumalıyız?
Umberto Eco'nun, ahlaksal hesaplaşma niteliği taşıyan beş yazısını "Beş Ahlak Yazısı" adı altında tek bir eserde topladığı için bu kitabı okumalısınız. Kitabın ilk yazısı, "Savaşı Düşünmek", Körfez Savaşı'ndan yola çıkarak, geleneksel savaşlarla modern savaşların bir karşılaştırılması ve modern savaşı anlama çabasıdır. "Ebedi Faşizm", Mussolini İtalya'sında faşizmi yaşayan çocuk Eco'nun anılarından faşizmin "ebedi" niteliklerini çözümlemeye geçen yetişkin Eco'nun neredeyse değişmez faşist belirtileri ortaya koyuşudur.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
''Sevgi nedir? Dünyada bana sevgi kadar anlaşılmaz gelen hiçbir şey yoktur; ne insan ne şeytan ne de başka bir şey, çünkü sevgi her şeyden daha çok işler ruha. Yüreği böylesine kaplayan, böylesine bağlayan hiçbir şey yoktur.''
Prag Mezarlığı'nı neden okumalıyız?
Umberto Eco, bize 2010 yılında İtalya'da yayımlanır yayımlanmaz çok satanlar arasına giren romanı Prag Mezarlığı'nda, çok renkli, çok katmanlı, çok kişilikli bir dünya sunduğu için bu kitabı okumalısınız. Eserde, Hitler'in Yahudi soykırımının gerekçesini oluşturduğu iddia edilen Siyon Bilgelerinin Protokolleri'nin ortaya çıkışını ele alıyor. Dönemin popüler macera romanlarından gazete yazılarına kadar çok sayıda kaynağın bir araya gelmesiyle oluşan protokollerin tarihçesini, o dönemin tefrika romanlarına uygun bir tarzda ve her zamanki gibi engin tarih, edebiyat ve popüler kültür bilgisini konuşturarak romanlaştırıyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
''Bu dünya tipik bir labirent gibidir. Girişi kolay, çıkışı çetindir.''
Ortaçağ'ı neden okumalıyız?
Dünya kamuoyunun gündemine Gülün Adı ve Foucault Sarkacı ile giren Umberto Eco'nun romanlarında Orta Çağ'a sık sık yer verdiği biliniyor. Fakat Orta Çağ üzerine sahip olduğu geniş bilgiyi kurgudan öteye taşıyan Eco bu, sefer karşımıza Orta Çağ tarihi uzmanı ve ansiklopedi yazarı olarak farklı bir kimlikle çıktığı için okumalısınız. Umberto Eco bu kitapta, farklı disiplinlerde Orta Çağ üzerine uzmanlaşmış isimlerle işbirliği yaparak; okuyucusunu sanat, tarih, edebiyat, müzik, felsefe, bilim ve teknik gibi başlıklar altında Avrupa uygarlığının söz konusu dönemdeki hikayesine doğru yolculuğa çıkarıyor. Kitap, Umberto Eco'nun Orta Çağ'ın ne olduğunu ya da kendi deyişiyle öncelikle ne olmadığını anlatan giriş yazısıyla başlıyor ve böylelikle kitaptan nasıl yararlanılması gerektiğinin ipuçlarını veriyor. Bu yazıda Orta Çağ'ın başlangıç ve bitim tarihlerini de tartışan Eco, dönemin yaygın kabuller itibarıyla en az 1016 yılı kapsadığını belirtiyor. İkinci ana bölüm olan 'Ekonomi ve Toplum'da kentler, ekonomi modelleri, ormanlar, evcil ve yabani hayvanlar, imalat ve loncalar, ticaret ve ulaşım yolları, limanlar, para, aristokrasiler, yoksullar, hacılar, yardım sistemi, din, savaş ve toplum, gündelik hayat ayrı bölümler halinde farklı yazarlar tarafından ele alınıyor. Üçüncü ana bölüm, Umberto Eco'nun giriş yazısıyla başlayan 'Felsefe', dördüncü ana bölüm 'Bilim ve Teknik', beşinci ana bölüm olan 'Edebiyat ve Tiyatro' kapsamlı biçimde işleniyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…