Arama

Yabancı kelimelere Türkçe karşılıklar bulmak için kurulan ilk cemiyet

Medeniyetlerin yaşadığı toplumsal ve kültürel değişimler; Heidegger'in "varlığın evi" olarak tanımladığı dilden elbette bağımsız gelişmemiştir. Tanzimat'a kadar gerek ilim gerekse edebiyat dili olarak Arapça ve Farsçayı baz alan Osmanlı, yenileşme hareketleriyle beraber yönünü Batı'ya çevirmiş, felsefe ve sanat anlamında da yeni bir terminolojiye sahip olmuştur. Bilhassa Türkçeden kopmadan modern felsefedeki terimlerin karşılığını bulmaya çalışan Osmanlı aydınları, bu sorunu çözüme kavuşturmak için Istılahat-ı İlmiyye Encümeni'ni kurmuşlardır. Peki, bu encümen ilim dünyasına ne tür katkılar sağlamıştır?

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 14
  • 14
AHMED NAİM’E GÖRE FELSEFENİN VARLIĞI İBNİ SİNALARA DAYANIYORDU
AHMED NAİM’E GÖRE FELSEFENİN VARLIĞI İBNİ SİNALARA DAYANIYORDU

📌Encümende büyük söz sahibi olan Ahmed Naim'in Fonsgrive'den çevirdiği Mebâdî-i Felsefe'den İlmü'n-nefs Tercümesi'nin sonunda 2000'e yakın felsefe ve psikoloji teriminin Türkçe karşılığını belirlemişti.

📌Ahmed Naim Batı ve Doğu felsefesi konusunda oldukça bilgili bir ilim insanıydı. İslam topraklarındaki felsefe çalışmalarının İbni Sina ve Farabilere kadar uzanan zengin bir geçmişi ve birikimi olduğunu düşünüyordu. Bu sebeple felsefenin üzerine düşmek gerektiği kanaatindeydi.

Osmanlı aydınlarının ortaya koyduğu bu terimler, ilim ve kültür alanını önemli ölçüde etkilemiştir. Ahmed Naim, terimlere karşılık bulurken Arapçaya öncelik tanısa da Türkçenin sadeleşmesi gerektiğini sonuna kadar savundu.

Ahmed Naim kimdir?

Ahmed Naim, iyi bir tahsil görmüş, müderris, fikir adamı ve mütercimdir. Dârülfünun Edebiyat Fakültesi'nde felsefe, mantık, ruhiyat ve ahlâk dersleri müderrisli yapmıştır. Felsefe alanında ortaya koyduğu birçok çalışmayla ilim dünyasına büyük hizmetler sunmuştur.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN