Güzel düşünme sanatı: Hüsn-ü zan
Hüsn-ü zanda bulunmak, yüce Allah'ın (CC) kullarına emrettiği ve tüm Müslümanların edinmesi gereken hasletlerdendir. Bu davranış biçimi, insanlara ruhi ferahlık sağlar. İnsanlar, olaylar ve durumlar hakkında güzel ve olumlu düşünülmesi kalplerde kin, nefret gibi kötü duyguların oluşmasına engel olur. Sizler için hüsn-ü zan kavramını ele aldık...
Giriş Tarihi: 28.10.2022
11:19
Güncelleme Tarihi: 28.10.2022
11:27
🔶 İnsanların iyiliğini isteme, onları iyiliğe ve güzelliğe yöneltme Müslümanların önemli görevlerindendir. Hz. Peygamber (SAV) de "Bütün Müslümanlara karşı iyi niyetli olmak" üzere insanlardan bi'at almıştır.
(Buhârî, İmân, 42)
🔶Burada dikkat çekilmesi gereken nokta, Hz. Peygamber'in (SAV) "bütün Müslümanlara" ifadesidir. İslam dairesine giren istisnasız bütün Müslümanların iyiliğini isteme ve onlar hakkında güzel düşüncelere sahip olmak müminlerin görevleri arasındadır.
🔶 Kâfir ve müşriklere karşı, insani ilişkilerde onların kalbini İslam'a ısındırmak için olgun ve kusursuz olunmalıdır.
Estetik bir ölçü olarak sünnet
🔶 Hucurat Suresi'nde yüce Allah (CC), Müslümanlara hüsn-ü zanda bulunması gerektiğini buyurur:
"Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bak bundan tiksindiniz! Allah'a itaatsizlikten de sakının. Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur." (Hucurat Suresi, 12. ayet)
Hucurat Suresi, 12. ayet tesfiri:
Bu ayette üç kötü huy ve alışkanlık ele alınmış, etkili bir üslupla yasaklanmıştır: Gerçek bilgi ve kanıta değil, tahmine dayalı hüküm (zan), insanların gizliliklerini araştırmak (tecessüs) ve insanları arkalarından çekiştirmek (gıybet). Gerçeklik ihtimali yüzde ellinin üzerinde bulunmakla beraber kesin olmayan bilgi ve hükme zan denir. Başkalarını suçlamak, aleyhlerinde olacak bir karar almak ve davranışta bulunmak söz konusu olduğunda zanna dayanılamaz, zan şeklindeki bilgi dayanak ve delil kılınamaz. Çünkü insanlar hakkında sahip olunan zan ve tahminlerin birçoğu isabetsiz olmakta, beklendiğinin, sanıldığının aksi gerçekleşmektedir.
Rabbimiz ile ilişkilerimizin insani ilişkilerimize yansıyışı
🔶 Salih Müslümanın su-i zanda bulunmaması, onun özelliklerinden biridir.
🔶 Rasulullah (SAV) "Zandan sakının: Çünkü zan sözlerin en yalan olanıdır." (Buhârî, Vesâyâ, 8, Nikâh, 45, Müslim, Birr 28) buyurarak, bu davranışı sözlerin en yalanı olarak nitelendirir. Salih bir müminin dilinden, yalan söz çıkmaz. 🔶 Müslüman, insanlar hakkında zan, şüphe, dedikodu ve iftiradan uzak durmalıdır. İnsanların gizli şeylerini ortaya çıkarmak, özel işlerine burnunu sokmak ve namusları hakkında ileri geri konuşmak müminlerin vasıflarından değildir.
🔶 Müslüman zahirde gördüğüyle amel eder. Ne gördüyse onu söyler. Şüphe ve zan ile hükmetmez.
📌 Zahir nedir?
Açık, belli, dış görünüş manalarına gelir.
Yol ahlakı nedir? Yol nasıl yürünür?
🔶 Hz. Ömer b. Hattab (ra) şöyle anlatır: "İnsanlar Rasululllah (SAV) zamanında vahiy ile hükmediyorlardı. Şimdi vahiy kesildi. Biz artık sizin amellerinizden gördüğümüze hükmederiz. Bize iyilik izhar edeni korur ve kendimize yaklaştırırız. Onun gizledikleri bizi ilgilendirmez. Gizlediklerinden dolayı Allah (CC) onu hesaba çeker. Bize şer izhar edene güvenmez ve tasdik etmeyiz. İsterse kalbinin temiz olduğunu söylesin"
(M. Y. Kandehlevî, Hayatü's-Sahâbe, çev. A. Meylanî, IV, 253)
🔶 Müslüman başkalarının aleyhinde konuşmaz. Zira kalben inanır ki, konuştuğu her kelime bir melek tarafından kaydedilir. "İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın." (Kâf suresi, 18.ayet)
Kâf suresi, 18.ayet tesfiri:
Ayet-i kerimenin oluşturduğu tablo şöyledir: İnsanı yok iken yaratan Allah onun içini dışını, bütün gizliliklerini bilmektedir. İnsanların sağ ve sollarında bulunan, yapıp ettiklerini eksiksiz kaydetmekle yükümlü bulunan iki melek bu işi, "hâşâ Allah bilsin veya unutmasın diye değil", kullar için bir belge olsun diye kaydetmektedir. Onlar bu kayıt işlemini yaparken, insana kendinden daha yakın olan Allah zaten her şeyi bilmektedir. Bir gün ecel gelip insan son anlarını yaşarken dünya ile şuur bağlantısı kesilecek, sekerat (ölüm sarhoşluğu) hali yaşanacaktır.
Kâf suresini okumak ve dinlemek için tıklayın
🔶 Bu emirlerin şuuruna ermiş bir Müslüman ağzından çıkan her kelimenin mesuliyetinden korkar. Çünkü sarf edilen her cümle kendisini Rabbinin rıza makamına çıkaracağı gibi, Cenab-ı Hakk'ın gözünde düşürebileceğini de bilir.
İnsan olmanın gereği: Merhamet