Cemil Meriç'in İslam irfanını yansıtan mirası Külliye’de
Bir çağın vicdanı olan Cemil Meriç, düşünce dünyasıyla sadece dönemini değil ondan yıllar sonra gelen nesilleri de etkiledi. Hayatını, 'Türk irfanına adamış, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi' olarak tanımlayan Meriç, görme yetisini kaybettikten sonra karanlık dünyasını kitaplarla aydınlattı. Kütüphanesinde 11 bin 500 kitabı bulunuyordu. Cemil Meriç'in kızı Prof. Dr. Ümit Meriç, babasının kütüphanesindeki her biri eşsiz 300 Osmanlıca eseri, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine bağışladı.
Giriş Tarihi: 02.09.2019
12:31
Güncelleme Tarihi: 02.09.2019
14:18
"ŞİFRELERİN SAKLANDIĞI BİRER MÜCEVHER KUTUSU DEĞERİNDEDİR"
Meriç, yüzyıllarca hâkimiyet sürdüğü topraklarda insanları huzur içinde yaşatan Osmanlı'nın taşıdığı sırrın dünyanın en önemli araştırma konusu haline geleceğine değindi.
Bağışı yapılan kitaplardan bu sırrın şifrelerine ulaşılabileceğini belirten Meriç, "Yani kitaplar sadece sayfalar bütününden ibaret değil, müstakbel beşeriyetin çözümünü aradığı problemlere cevap veren şifrelerin saklandığı birer mücevher kutusu değerindedir." değerlendirmesinde bulundu.
Meriç, eserlerin aynı zamanda dijital arşivde de yer alacağını, böylelikle araştırmacıların dünyanın her noktasından bu kitaplara ulaşabileceğine işaret etti.
Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesinde 5 milyon kitabın yer almasının hedeflendiğini, kendisinin de bu hedefe katkı sunmak istediğini belirten Prof. Dr. Meriç, şöyle konuştu: "Ben bir sosyoloji hocası olarak bu külliyedeki kütüphanenin Türk-İslam tarihinin dünyadaki en önemli merkezi olması gerektiği görüşüne sahibim. Dolayısıyla Kanada'da, Japonya'da, Çad'da ya da Rusya'da, dünyanın neresinde çıkmış olursa olsun, hangi dünya dilinde olursa olsun Türk ve İslam medeniyetiyle ilgili dünyada ne kadar kitap varsa bunun merkezinin, beyninin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki kütüphane olması gerektiği kanaatindeyim. Dolayısıyla irfan dünyamızın bu en önemli eserlerini oraya armağan ederek, kaybolmakta olduğunu ızdırap ile seyrettiğim millet şuurumuzun ve milli hafızamızın yeniden gençliğe kazandırılması anlamında bu kitapların orada yer alması gerektiğine inandım."
"İnsanlar sevilmek için yaratıldılar. Eşyalar ise kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni; eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmaları."
'BERABER OKUDUĞUMUZ KİTAPLAR'
Her kitabın babasından bir iz taşıdığına değinen Meriç, "Bütün ciltlerinde babamın ellerinin sıcaklığını hissediyorum. Bir kısmı beraber okuduğumuz kitaplar, fakat böyle olmasına rağmen kitapların benim kütüphanemde kalmasının egoizm olduğu kanaatine vardım. Külliyeye kitapları hediye etmek suretiyle, 'kökü mazide olan atiyim' inancına sahip olan ülkemin hafızasının hücrelerine birkaç hücre de ben ilave ederek onu devletime armağan ediyorum, dolayısıyla toplumuma, beşeriyete armağan etmiş oluyorum" dedi.
"Düşünceye sınır çizilemez."