Sinemanın şair babası Tarkovski’nin insan hakkındaki düşünceleri
Tarkovski , sanatın ve insan varlığının amacı üzerine düşünmüş ve insan hayatının ancak şiirsel araçların yardımıyla yansıtılabileceği sonucuna varmıştır. Öyle ki Bergman , onun hakkında; "Hayatın bir yansımadan ve rüyadan ibaret olduğunu betimleyerek yeni bir dil icat eden Tarkovski benim için büyük bir yönetmendir." yorumunu yapar. Tarkovski'yi ölüm yıldönümünde sineması ve insan hakkında vardığı çıkarımlarla birlikte anıyoruz.
Giriş Tarihi: 03.12.2018
13:49
Güncelleme Tarihi: 29.12.2018
10:53
"Koca bir evreni içinde taşıyan insan: işte benim tek ilgi odağım. Zira hayat, her zaman hayal gücümüzden daha zengindir. Bu yüzden gerçek bir sanatçı, ancak kendisi açısından hayati bir zorunluluksa yaratma hakkına sahiptir."
"Şiir benim için bir dünya görüşü, hakikatle ilişkimin özel bir biçimidir. Bu açıdan bakıldığında, şiir, insanlara bütün yaşamı boyunca eşlik eden bir felsefeye dönüşür."
"Kanımca gelişim içinde sinema, yalnızca edebiyattan değil diğer sanat dallarından da ayrılacak ve giderek daha bağımsız hale gelecektir."
"Ben de sinema sanatıyla seyirciye, hayatın gerçek akışını neredeyse hiç bozmadan aktarma yeteneğini taşımak istiyordum. Sinema sanatının gerçek 'şiirsel' özü burada yatar. Benim 'kurgu sineması'nı reddetmemin sebebi, seyircinin perdede gördüklerini kendi deneyimleriyle bağdaştırmasına imkân tanımamasıdır."
"Sanat, sanatçının, güzelliği ve çirkinliğiyle, insaniyeti ve acımasızlığıyla, sonsuzluğu ve sınırlılığıyla dünyanın tüm yasalarını sezgisel olarak yakalama arzusu şeklinde ortaya çıkar."
"Sanat herkese yönelir, herkes tarafından hissedilebilen bir etki oluşturmayı, duygusal sarsıntı yaratmayı ve kabul edilmeyi umar."
"Biz sanatçıların taşıdığı tek sorumluluk, kendi yapıtlarımızın düzeyini yükseltmektir. Nitekim ben de kendi filmlerimde hep, birlikte yaşadıkları insanlara bağlı olmalarına, yani özgür olmamalarına rağmen 'içlerindeki' özgürlüğü korumasını bilen insanları anlatmak istemişimdir."
"Sanat ve bilim, dünyaya sahip olma biçimleri; insanın sözümona mutlak gerçeğe giden yol üzerinde bilgi edinme biçimleridir."
"Sanatta insan, gerçeği, öznel deneyimler sonucu sahiplenir. Bilimde ise insan bilgisi, sonu olmayan bir merdivenin basamaklarını tırmanır ve atılan her adımla dünya hakkındaki bilgiler yerlerini yenilerine terk eder."
"15 yıl önce bu kitap üzerinde ilk çalışmalara başladığımda zaman zaman tereddütlere kapılmıştım: Acaba bunca emeğe değecek mi? Bununla uğraşmaktansa üst üste film çekmek, böylece karşılaşılan teorik sorunları bizzat pratikte, kendim için çözüp geçmek daha iyi olmaz mı?" Mühürlenmiş Zaman giriş bölümü
"Her şeyin birbirine yakın olduğu, her şeyin iç içe geçtiği bütünlüğü algılamak ancak görüntüyle mümkündür. Bir görüntünün düşüncesinden söz edilebilir, görüntünün özü sözcüklerle ifade edilebilir, çünkü düşüncenin sözel ifadesi, şekillendirilmesi mümkündür. Ancak bu tanımlama da görüntüyü anlatmaya yetmez."
"Çalışma ilkelerimin bilincine vardıkça, bildiğim sinema teorilerinden de o ölçüde uzaklaşıyordum. Aynı zamanda bütün benliğimle bağlı olduğum sanatın temel yasaları hakkında görüşlerimi dile getirme arzusu daha da güçleniyordu."
"Bilimsel açıdan anlama, mantık ve akıl düzeyinde uyuşma demektir; bir teoremi ispatlamaya benzeyen akılcı bir eylemdir. Öte taraftan bir sanatsal görüntüyü anlamak demek, duygusal, hatta zaman zaman duygular üstü düzeyde sanatsal güzelliğin benimsenmesidir."
"Düşüncenin oluşumu ve gelişimi belli yasaları izler. Kanımca, şiirsel mantık, hem düşünce geliştirmenin yasalarına hem de genel olarak yaşamın yasalarına klasik dramaturjinin mantığından çok daha yakındır."
"Şiirsel bağlantılar, büyük bir duygusallık yaratarak seyirciyi aktive eder. Ne hazır bir sonuç sunduğu ne de yazarın katı talimatlarına dayandığı için seyircinin yaşamı tanıma faaliyetine katılmasını sağlar."