Çaykovski'ye ‘Şark’ın masallarını anımsatan’ İstanbul anıları
Klasik müziğin büyük bestecilerinden Çaykovski'nin yolu, hayatının bir döneminde Osmanlı topraklarına düşmüştü… Turne için bir yolculuğa çıkan Çaykovski, Osmanlı'nın üç güzide şehrine uğramış; bu serüvenini, anılarında ve yazdığı mektuplarda kaleme almıştı. Bundan 125 yıl önce bugün hayata veda eden Çaykovski, ayak bastığı Osmanlı toprakları için "Nedense bütün bunlar bana Şark'ın masallarını hatırlatıyor" demişti.
Giriş Tarihi: 06.11.2018
12:38
Güncelleme Tarihi: 06.11.2018
13:27
ESERLERİ OLDUKÇA ELEŞTİRİLİYORDU
Maddi problemlerini von Meck'in ödenekleri sayesinde çözen besteci işinden istifa etti. Sağlık ve psikolojik problemlerine rağmen, iki büyük eseri olan 4. Senfoni ve Yevgeni Onegin operasının bestelenmesi bu tarihlere denk gelir.
1880'de 40 yaşında, besteci olarak popülaritesi çok yükselmişti. N. Rubinstein sayesinde bütün eserleri en iyi yorumcular tarafından Moskova Müzik Cemiyeti'nde sürekli seslendirildi. Bu yıla kadar Avrupa'daki ünü henüz Rusya'daki kadar yaygın değildi. Operaları bütün başkentlerde sahnelendi, ancak müziği hala alışılma evresindeydi.
Viyana'daki ünlü eleştirmen Hanslick, Çaykovski'nin müziği hakkında pek olumlu yazmamış, Paris'te ve Köln'de verdiği konserler beklediği kadar başarılı geçmemişti. 1878 – 1885 yıllarını Avrupa-Rusya arasında gidip gelerek geçiren besteci, gittiği ülkelerde orkestralar yönetti. Avrupa'da verdiği bu konserler ile dinleyiciye kendini daha çok sevdirmeyi başardı. 1891'de ise ABD'ye giderek kendi eserlerinden oluşan dinletiler gerçekleştirdi.
“BURADA YAŞADIĞIMI HİSSEDİYORUM”
Hep doğayla iç içe yaşama hayali içerisinde olan Çaykovski, 1885'te Moskova'ya 90 kilometre mesafede olan Maydanovo'da bir kır evine taşındı. 30 yaşından ölene kadar tamamen Rusya'da geçirdiği tek yıl 1885'ti. Kardeşine yazdığı bir mektupta şöyle demişti:
"Buradaki hayatımdan gayet memnun, keyifli ve sakinim. Çok fazla İngilizce okuyorum ve alışmaya başlıyorum ki bu hoşuma gidiyor. İstediğim zaman ve istediğim kadar süren yürüyüşlere çıkıyorum, uyuyorum ve yemek yiyorum, kısacası yaşadığımı hissediyorum."
ŞARK’IN MASALLARINI ANIMSATAN TRABZON
Dünyaca ünlü besteci, hayatının bir döneminde Osmanlı topraklarında bulundu. Turne için bir yolculuğa çıkan Çaykovski'nin, Avrupa ve Rusya arasında yaptığı deniz yolculukları sırasında bindiği gemiler, Osmanlı'nın üç güzide şehrine uğramış; ünlü besteci de karşısına çıkan bu gezi fırsatlarını kaçırmamıştı.
Çaykovski, Anadolu serüvenini anılarında ve yazdığı mektuplarda kaleme aldı. Tiflis ve Batum'u geçerek Osmanlı topraklarına ayak basan bestecinin ilk durağı Trabzon oldu.
13 Mayıs 1886'da gemiyle Trabzon'a ulaşan besteci, mektubunda burayı "rüya şehir" olarak tanımlayarak şu notları düşmüştü: "Trabzon'a yaklaşıyoruz. Çok güzel. Türk konsolos, insanlar balık tutuyorlar. Şehrin ve sokaklarının –ama bilhassa yaşayanlarının- çekiciliği. Nedense bütün bunlar bana Şark'ın masallarını hatırlatıyor."
Çaykovski'nin en ünlü eserlerinden biri olan "Duygusal Vals" ini dinlemek için tıklayın.
ÇAYKOVSKİ’NİN BOĞAZİÇİ HEYECANI
Takvimler 16 Mayıs 1886'yı gösterdiğinde Çaykovski İstanbul'a vardı.
Hatıra defterine ""Sabah biraz sıkıntılı uyandım. Hava bulutlu. Öğlen yemeğinden sonra neredeyse hiç durmadan elimde dürbünle Boğaziçi'ni göreceğim umuduyla baktım durdum" yazan besteci Boğaziçi'ne vardığında büyük heyecan duyduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Öğle saatlerinde harika bir havada Boğaziçi'ne vardık. Harikulade bir güzellikte ve ilerledikçe daha da güzelleşiyor."
Bir rehber eşliğinde İstanbul'u keşfe çıkan besteci, soluğu Ayasofya'da alıyor:
"Ayasofya karşısında çok şaşırdım, mutlu oldum" diyen sanatçı anı defterine şu satırları düşüyor: "Galata Kulesi. Sultan'ın Çinili Köşk'ü. Müze. Yorgunluk. Manzara. Çınar Ağacı. Ayasofya. Köprü yakınlarından öğlen yemeği. Uzakta tezyinatlarla bezeli bir cami. Köprü yakınlarında bir kahvehane."
1889 yılına gelindiğinde Çaykovski, ikinci kez Osmanlı topraklarına geldi. Avrupa turnesinden dönen sanatçının ilk durağı İzmir'di.
Burada geçirdiği sayılı saatlerde şehri gezmeyi ihmal etmeyen Çaykovski, o gezide satırları kaleme almıştı: "Fesler satın alındı. Deniz kıyısında lokantada öğle yemeği. Kordon'da fayton gezisi."
Geminin bir sonraki durağı ise İstanbul olmuştu.