Çaykovski'ye ‘Şark’ın masallarını anımsatan’ İstanbul anıları
Klasik müziğin büyük bestecilerinden Çaykovski'nin yolu, hayatının bir döneminde Osmanlı topraklarına düşmüştü… Turne için bir yolculuğa çıkan Çaykovski, Osmanlı'nın üç güzide şehrine uğramış; bu serüvenini, anılarında ve yazdığı mektuplarda kaleme almıştı. Bundan 125 yıl önce bugün hayata veda eden Çaykovski, ayak bastığı Osmanlı toprakları için "Nedense bütün bunlar bana Şark'ın masallarını hatırlatıyor" demişti.
Giriş Tarihi: 06.11.2018
12:38
Güncelleme Tarihi: 06.11.2018
13:27
ŞARK’IN MASALLARINI ANIMSATAN TRABZON
Dünyaca ünlü besteci, hayatının bir döneminde Osmanlı topraklarında bulundu. Turne için bir yolculuğa çıkan Çaykovski'nin, Avrupa ve Rusya arasında yaptığı deniz yolculukları sırasında bindiği gemiler, Osmanlı'nın üç güzide şehrine uğramış; ünlü besteci de karşısına çıkan bu gezi fırsatlarını kaçırmamıştı.
Çaykovski, Anadolu serüvenini anılarında ve yazdığı mektuplarda kaleme aldı. Tiflis ve Batum'u geçerek Osmanlı topraklarına ayak basan bestecinin ilk durağı Trabzon oldu.
13 Mayıs 1886'da gemiyle Trabzon'a ulaşan besteci, mektubunda burayı "rüya şehir" olarak tanımlayarak şu notları düşmüştü: "Trabzon'a yaklaşıyoruz. Çok güzel. Türk konsolos, insanlar balık tutuyorlar. Şehrin ve sokaklarının –ama bilhassa yaşayanlarının- çekiciliği. Nedense bütün bunlar bana Şark'ın masallarını hatırlatıyor."
Çaykovski'nin en ünlü eserlerinden biri olan "Duygusal Vals" ini dinlemek için tıklayın.
ÇAYKOVSKİ’NİN BOĞAZİÇİ HEYECANI
Takvimler 16 Mayıs 1886'yı gösterdiğinde Çaykovski İstanbul'a vardı.
Hatıra defterine ""Sabah biraz sıkıntılı uyandım. Hava bulutlu. Öğlen yemeğinden sonra neredeyse hiç durmadan elimde dürbünle Boğaziçi'ni göreceğim umuduyla baktım durdum" yazan besteci Boğaziçi'ne vardığında büyük heyecan duyduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Öğle saatlerinde harika bir havada Boğaziçi'ne vardık. Harikulade bir güzellikte ve ilerledikçe daha da güzelleşiyor."
Bir rehber eşliğinde İstanbul'u keşfe çıkan besteci, soluğu Ayasofya'da alıyor:
"Ayasofya karşısında çok şaşırdım, mutlu oldum" diyen sanatçı anı defterine şu satırları düşüyor: "Galata Kulesi. Sultan'ın Çinili Köşk'ü. Müze. Yorgunluk. Manzara. Çınar Ağacı. Ayasofya. Köprü yakınlarından öğlen yemeği. Uzakta tezyinatlarla bezeli bir cami. Köprü yakınlarında bir kahvehane."
1889 yılına gelindiğinde Çaykovski, ikinci kez Osmanlı topraklarına geldi. Avrupa turnesinden dönen sanatçının ilk durağı İzmir'di.
Burada geçirdiği sayılı saatlerde şehri gezmeyi ihmal etmeyen Çaykovski, o gezide satırları kaleme almıştı: "Fesler satın alındı. Deniz kıyısında lokantada öğle yemeği. Kordon'da fayton gezisi."
Geminin bir sonraki durağı ise İstanbul olmuştu.
FINDIKKIRAN, O DÖNEMDE BAŞARI SAĞLAYAMADI
Çaykovski, 1891 yılı başlarında Petersburg'daki Çarlı Operası için bir bale siparişi aldı ve Ernst Theodor Amadeus Hoffman'ın "Fındıkkıran ve Fareler Kralı" adlı çocuk öyküsünden esinlenen Alexandre Dumas'ın Fındıkkıran'ını konu alan Marius Petipa'nın librettosu üzerine iki perdelik baleyi besteledi.
Fındıkkıran Balesi ilk kez 18 Aralık 1892'de Petersburg'da, bestecinin kısa operası Yolante ile birlikte sahnelendi ve birinci perdede, ünlü balerinlerin yerine çocukların yer alması nedeniyle fazla başarı kazanamadı.
İÇTİĞİ SU, ONU ÖLÜME GÖTÜRDÜ
Çaykovski, 1 Ekim 1893'te sindirim bozukluğu ve uykusuzluktan şikâyet ederek uyandı ve canı bir şey yemek istemediği için bol miktarda kaynamamış su içti. Kolera mikrobunun kolay kapıldığı o günlerde, bu tedbirsizliği Çaykovski'yi hasta etti.
Büyük bir hızla zayıf düşen Çaykovski, bunun ölüm olduğuna inandığını sıklıkla belirtti ve tedaviyi istemediğini açıkladı.
6 Kasım 1893 sabahı saat 3'te, doktoru, hizmetçisi, yeğenleri ve erkek kardeşleri Nikolay ve Modest'in gözetimindeyken hayatını kaybetti. Bir başka iddiaya göre ise bir soylunun yeğeni ile olan ilişkisinden ötürü zehirlenerek veya kendisinin arsenik içerek öldüğü söylenir.