Abdülhamid'in miras bıraktığı 44 eser
Şehr-i İstanbul'un sevdalısı Sultan II. Abdülhamid, mevcut düzensizliğin önüne geçmek ve yeni yatırımlar yapmak kaydıyla can çekişen şehre yaşanırlık kazandırmak istiyordu. Abdülhamid'in siyasi yönü ile birlikte, Osmanlı vatanına kazandırdığı eserleri konuşmak, onun çağın gerekliliklerini ve ilerisini düşündüğünün bir kanıtıdır. Peki, Abdülhamid'in başkent olan İstanbul'u, marka şehir haline getirmek için dünyanın önde gelen mimarlarına ve şehir plancılarına İstanbul ile ilgili projeler çizdirdiğini biliyor muydunuz?
Giriş Tarihi: 10.02.2020
10:19
1905 yılında Sultan II. Abdülhamid Han döneminde, boğazın en dar yerlerinden birisi olan Anadolu Hisarı'nın önündeki alana yapılan iskeledir. 1905 yılında iskele yapılmadan önce Hisarönü denilen alanda, kıyı boyunca uzanan yalıların baş kısmında Şirket-i Hayriye tarafından yapılan eski bir iskele bulunuyordu. Ancak zamanla yıpranan iskelenin yerine ahşap bir iskele yapılmış oldu.
Şirket-i Hayriye'nin Hasköy Tersanesi Başnakkaş Hasan Usta tarafından gerçekleştirmişti. Anadolu Hisarı İskelesi, deniz ulaşımını güçlendirmek amacıyla yapılan iskelelerin stratejik bakımından en önemlilerinden birisiydi.
Topkapı Sarayı'nın Gülhane'ye inen yokuşu üzerinde yer alan bina, Sultan Abdülhamid tarafından güzel sanatlar eğitimi vermesi için yaptırıldı.
Sultan II. Abdülhamid saltanatının ilk yıllarında güzel sanatlar okulu açılması için bazı girişimlerde bulunsa da Osmanlı- Rus Savaşı'nın yol açtığı olumsuz ortam sebebiyle bu girişimler gerçekleşememişti. Açılaması istenen güzel sanatlar okullarının ders programları hazırlanmasına rağmen bilinmeyen sebeplerle faaliyete giremedi. Daha sonraki yıllarda Müze-i Hümayun Müdürü Osman Hamdi Bey tarafından bu fikir tekrar ele alındı.
Sultan II. Abdülhamid tarafından 1 Ocak 1882 yılında Osmanlı'nın ilk güzel sanatlar mektebi olan Sanâyi-i Nefîse Mektebi açılması için irade çıktı ve müdürlüğüne Osman Hamdi Bey getirildi.
SAĞIR, DİLSİZ VE AMA MEKTEBİ
Sağır, Dilsiz ve Âmâ Mektebi , Hamidiye Ticaret Mektebi bünyesinde özel bir bölüm olarak açıldı. Hamidiye Ticaret Mektebi bütçesinden masrafları karşılanan okulda, öncelikle sağır ve dilsizlere eğitim verilmeye başlamıştı. 1891 yılından sonra ise âmâ olan öğrenciler de eğitim almaya başladı.
Sultan II. Abdülhamid 'in bağışlarıyla kurulan kurumlardan biri olan bu okulda verilen dersler arasında Türkçe ve Fransızca okuma ve yazma, sık kullanılan kelimelerin telaffuzu, hüsn-i hat, mühendislik, coğrafya, hesap gibi dersler de yer alıyordu. Derslerin işlenişi hususunda Batı'da kullanılıp kabul gören kuralların takip edildiği mektebe, öğrenci kabul edilirken hiçbir fark gözetilmiyordu. Mektepte yapılan uygulama ile her bir âmâ öğrenci, sağır bir öğrenci arkadaşıyla birbirine yardımcı olarak mektebe gidip geliyordu .
Bebek'te Küçükbebek Caddesi'nin girişinde, sağ tarafta yer alır. 1930'lu yıllarda yol genişletme çalışmaları nedeniyle orijinal yeri olan Bebek Karakolu arkasından sökülüp bu bölgeye taşınmıştır. Geçmişten günümüze gelen Bebek'teki önemli kültürel miraslardan olan çeşme, tek yüzlü duvar çeşmesidir. Çeşme, yüksekçe bir tekne taşı olan Hamidiye Çeşmesi'dir. Önündeki yolun yükselmesi sonucu tekne taşı hizasına kadar batmıştır.
Çeşmenin üstünde, iki köşesinde topuz şeklinde süslemeler vardır. Çeşme genel olarak ele alındığında neoklasik üslupta yapılmış olsa da en tepesinde alınlık benzeri bir madalyon içinde ampir dönem süslemeler görülmektedir. Oluklu iki sütun arasında yer alan ayna taşı, düz ve sadedir.
II. Abdülhamid'in geldiğinde şehzadeliğinden beri sevdiği Kağıthane'de istirahat etmesi ve atışları izleyebilmesi için 1888 yılında inşa edilmiştir. Tek katlı ve Batı mimarisinde inşa edilen Poligon Sarayı, enine geniş bir sofadan ve iki yanında kuleli kanatlardan oluşmaktaydı.