Abdülhamid'in miras bıraktığı 44 eser
Şehr-i İstanbul'un sevdalısı Sultan II. Abdülhamid, mevcut düzensizliğin önüne geçmek ve yeni yatırımlar yapmak kaydıyla can çekişen şehre yaşanırlık kazandırmak istiyordu. Abdülhamid'in siyasi yönü ile birlikte, Osmanlı vatanına kazandırdığı eserleri konuşmak, onun çağın gerekliliklerini ve ilerisini düşündüğünün bir kanıtıdır. Peki, Abdülhamid'in başkent olan İstanbul'u, marka şehir haline getirmek için dünyanın önde gelen mimarlarına ve şehir plancılarına İstanbul ile ilgili projeler çizdirdiğini biliyor muydunuz?
Giriş Tarihi: 10.02.2020
10:19
SAĞIR, DİLSİZ VE AMA MEKTEBİ
Sağır, Dilsiz ve Âmâ Mektebi , Hamidiye Ticaret Mektebi bünyesinde özel bir bölüm olarak açıldı. Hamidiye Ticaret Mektebi bütçesinden masrafları karşılanan okulda, öncelikle sağır ve dilsizlere eğitim verilmeye başlamıştı. 1891 yılından sonra ise âmâ olan öğrenciler de eğitim almaya başladı.
Sultan II. Abdülhamid 'in bağışlarıyla kurulan kurumlardan biri olan bu okulda verilen dersler arasında Türkçe ve Fransızca okuma ve yazma, sık kullanılan kelimelerin telaffuzu, hüsn-i hat, mühendislik, coğrafya, hesap gibi dersler de yer alıyordu. Derslerin işlenişi hususunda Batı'da kullanılıp kabul gören kuralların takip edildiği mektebe, öğrenci kabul edilirken hiçbir fark gözetilmiyordu. Mektepte yapılan uygulama ile her bir âmâ öğrenci, sağır bir öğrenci arkadaşıyla birbirine yardımcı olarak mektebe gidip geliyordu .
Bebek'te Küçükbebek Caddesi'nin girişinde, sağ tarafta yer alır. 1930'lu yıllarda yol genişletme çalışmaları nedeniyle orijinal yeri olan Bebek Karakolu arkasından sökülüp bu bölgeye taşınmıştır. Geçmişten günümüze gelen Bebek'teki önemli kültürel miraslardan olan çeşme, tek yüzlü duvar çeşmesidir. Çeşme, yüksekçe bir tekne taşı olan Hamidiye Çeşmesi'dir. Önündeki yolun yükselmesi sonucu tekne taşı hizasına kadar batmıştır.
Çeşmenin üstünde, iki köşesinde topuz şeklinde süslemeler vardır. Çeşme genel olarak ele alındığında neoklasik üslupta yapılmış olsa da en tepesinde alınlık benzeri bir madalyon içinde ampir dönem süslemeler görülmektedir. Oluklu iki sütun arasında yer alan ayna taşı, düz ve sadedir.
II. Abdülhamid'in geldiğinde şehzadeliğinden beri sevdiği Kağıthane'de istirahat etmesi ve atışları izleyebilmesi için 1888 yılında inşa edilmiştir. Tek katlı ve Batı mimarisinde inşa edilen Poligon Sarayı, enine geniş bir sofadan ve iki yanında kuleli kanatlardan oluşmaktaydı.
Eğitime büyük önem veren Sultan II. Abdülhamid, saltanatında ziraat, bayındırlık, sanat gibi alanlarda eğitim veren mektepler açmıştı. Bu okulların yanı sıra, ticaretin teorik ve pratik bilgilerle idare edilen ilim dalı haline geldiğini görmüş ve ticaret eğitimi almış deniz personeli yetiştirmek üzere bu alanda da mektepler açmıştı.
Kale ve istihkâm yapımı, güzergâh üzerinde yol inşası yapımı alanlarında eksikliği hissedilen teknik subayların yanında, yabancılarla rekabet edilebilmesi amacıyla uzman tüccar kaptanların yetiştirilmesi ihtiyacı bu alanda çalışmayı zaruri kılmıştı. Sultan Abdülhamid'in emriyle Heybeliada'daki Mekteb-i Fünun-ı Bahriye-i Şahane binasında bu kuruma bağlı olmak üzere 5 Aralık 1884'te Tüccar Kaptan Mektebi açılmıştı.
Osmanlı'da, havagazı ile aydınlatılma ilk olarak Dolmabahçe Gazhanesi vasıtasıyla Beyoğlu ve çevresi için yapılmıştı. Sultan II. Abdülhamid is Suriçi'ni aydınlatmak için 1880 yılında Yedikule Gazhanesini, Kadıköy- Üsküdar ve civarı için 1891'de Kadıköy Hasanpaşa Gazhanesini kurdurdu.