Ekrem Demirli
20.01.2025
Ekrem Demirli
Din nedir: Bir tanımına varmadaki güçlükler
Tüm Yazıları

Din nedir: Bir tanımına varmadaki güçlükler

Modern dünyada din hangi bilimin sınırları dahilinde 'mesele' olarak ele alınmış, hangi bilim dini tanımlamayı deruhte ettiğini iddia etmiştir? Hiç kuşkusuz burada kategorik bir tasnifle 'sahih' ve 'bâtıl' ayrımını ortaya koymadan din tanımlamasından söz ediyoruz. Haddizatında bütün dinler, modern dünyada aynı bakış açısıyla bir tür 'bâtıl' ve akıl dışı kabul edilebilir. Bilimler, dinlerin ortak özelliklerini dikkate alarak fenomenolojik bir bakışla dinin muhtevasından ve amacından daha çok nasıl göründüğüne odaklanarak bir din tanımına varmaya çalışmışlardır. Dinin anlamı, sınırları, kullandığı yöntemler, oluşturduğu kurumlar vs. sosyologların, bazı yönleriyle din psikologlarının, antropologların vs. inceleme alanı kabul edilmiş, dinler hakkında modern dünyadaki tanımları bu bilimler yapagelmiştir. Buna mukabil ortaya çıkan tartışmalara binaen Müslüman bilim adamları daha çok İslâm'ı ayrıştırmak üzere 'sahih' din anlayışını vurgulayan açıklamalar yapmışlardır. Öyle veya böyle günümüzde 'din' dediğimizde bir tarihsel süreçten, bir sosyolojiden, dindarların hâlet-i rûhiyyesi ile şekillenmiş pratiklerden ve tecrübelerden, kısaca bir yapıdan söz ederiz. Bu anlamıyla genel bir din tasavvurunun ilk kaynaklarda karşılığını tespit etmek güç, belki de imkansızdır. "Din nedir?" sorusunu sormak, modern bilimlerin araştırma sürecinde ortaya çıkan bir iştir demek yerinde bir tespit olabilir.

Bu anlamıyla dinin başta ilâhî kelamda olmak üzere hadîs-i şeriflerde ve ilk düşünce metinlerinde anlamını tespit edebilmek ve buradan hareketle dine bir karşılık bulabilmek çelişkili birtakım yaklaşımlara düşürür. Kur'ân-ı Kerîm'de akla gelen bazı âyet-i kerîmelerde din kelimesi 'kıyamet' ve ölüm sonrası anlamında kullanılmıştır, en azından tefsir bilginleri böyle düşünmüştür. Fâtiha sûresinde 'din günü' tabirinin ölüm sonrası için kullanıldığı kabul edilir. Bazı âyet-i kerîmelerde 'dini sadece Allah'a tahsis etmek' gibi tabirler yer alırken bunlar 'kurumsal' anlamıyla dinden çok kişisel bir dindarlık anlamında kullanıldığı anlaşılan ifadelerdir. Bu meyanda dikkatimizi çeken bir örnek ise "Allah katında din İslâm'dır" mealindeki âyet-i kerîmedir. Burada kastedilen şey, dindarlık yani Allah tarafından geçerli sayılan dindarlık Allah'a teslimiyettir şeklinde olabilir. Kur'ân-ı Kerîm'de mümin, müslim, çoğul veya tekil olarak kullanılmış olsa bile, bu kelimelerin çağımızda 'din' kavramına verilen anlamı karşıladığını düşünmek zordur. Öte yandan Kur'ân-ı Kerîm'de Haniflerden, Hristiyanlardan veya Yahudilerden hatta başka din mensuplarından söz edilir, fakat bunlar da fırka ve zümre olarak zikredilir.

Hadîs-i şeriflerde dinin ne olduğunu anlatan ifadelerden birisi Cibrîl Hadisi diye bilinen bir hadîs-i şerifte zikredilir: Cebrâil Hz. Peygamber'e gelir ve ona birtakım sorular sorar. Bu sorular iman nedir, İslâm nedir ve en sonunda ihsan nedir seklindeki üç sorudur. Daha sonra bu sorular arasında kıyametten söz eden kısım yer alsa bile bizi ilgilendiren esas sorular bunlardır. Bu üç soru daha sonra bazı bilim tasnifi kitaplarında dini teşkil eden üç kısım veya yapı gibi kabul edilir, bu nedenle söz konusu hadiste dinin -en azından ilk kaynaklarda derli toplu bir açıklaması yaptığı düşünülür. Bilim tasnifi kitaplarında dinin üç ana bilimi bu üç konu üzerinden belirlenir: Akide, fıkıh ve tasavvuf! Gerçi burada bir din tanımı değil dinin meseleleri ve ana konularını görmek mümkündür. Lakin hadîs-i şerifin devamında belirtilen ifadeyi geçerli kabul edersek Hz. Peygamber "Cebrâil size dininizi öğretmek için geldi" demişti. Şimdi burada da günümüzdeki anlamıyla bir din tanımı söz konusu değildir, daha çok mesele ve muhtevasıyla ilgili olmak üzere bir din anlayışından söz edilmiş olabilir. Bu meyanda din akide, amel ve ihsan diye belirlenen birtakım konulardan müteşekkil sayılmıştır. Bu itibarla dikkatimizi çeken husus, din hakkındaki açıklamalardan çok birey ve Tanrı ilişkisi üzerinde kurulu konular olmasıdır.

Öte yandan günümüzde din üzerinde hatta başka konular üzerinde durulurken sözlük anlamdan hareket etmek yaygın bir alışkanlık, hatta bir ilahiyatçı yanılgısıdır diyebiliriz. Özellikle din kelimesinin anlamını teşkil eden 'borç', borçlanmak anlamı Tanrı ile insan arasındaki ilişkiyi sözlük anlamından hareketle ele almak, dinin muhtevasını bu anlam üzerinden yorumlamak istemişlerdir. Meselenin bu kısmı üzerindeki çelişkiler bir yana, dinin tanımı hakkında açık ve seçik bir fikre ulaşmak neredeyse mümkün olmamıştır.

Müslüman düşünce tarihine baktığımızda ise ilk akla gelen hususlardan biri filozofların hatta kelamcıların açık bir din tanımlarının olmayışıdır. Filozoflar 'mille' tabirini kullanmış, fakat 'mille'nin aklın ilkeleri muvacehesinde daha önce filozoflar tarafından ulaşılmış kesin bilginin 'tahayyül' yardımıyla sıradan insanlara ulaştırılma işini deruhte eden bir nebiden ve onun getirdiği yoruma açık izahlardan söz ederler. Bu yaklaşım Müslüman toplumda derin tartışmalara yol açmış olsa bile günümüzde başka bağlamlar üzerinden tartışma devam etmektedir. Kelamcıların din tanımından daha çok nebilerin işleri, dinde ortaya çıkan konuların kapsamı üzerinden bir açıklama yapmaları mümkündür. Özellikle İmam Mâtürîdî'nin nübüvvet teorisi bu bakımdan kapsamlı bir din tanımına ulaşmak için elverişlidir. Onun teorisinde nebiler, temeddünün kurucuları olarak ortaya çıkarlar. Bu itibarla dünyanın herhangi bir yerinde medeniyetten söz edeceksek, insanlığın herhangi bir alanında ilerleme kaydedilmişse bilimde, sanatta, teknikte, kısaca hayatın hemen her bir alanında yaşamayı kolaylaştıran bir gelişme olmuşsa bunun nedeni peygamberlerdir. Onlar kişisel olarak toplum önderleri olduğu kadar getirdikleri davet de yaşamayı mümkün kılan unsurlar içerir. O zaman kelamın din telakkisini buradan hareketle yapmak mümkün olabilir.

Ekrem Demirli

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZAR ARŞİVİ

Ekrem Demirli

Ekrem Demirli Diğer Yazıları