Son günlerde, sosyal ve siyasal çevrelerde; birbirinin mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) olan iki duygu, düşünce, davranış yüksek sesle tekrar ediliyor. Kişiler, kurumlar, çevreler için; bir yandan "arınma", öte yandan "korunma" ihtiyacı yaygın bir şekilde dile getiriliyor.
Şüphesiz bizim; kaybedilmiş değerleri geri kazanmak, kazanılmış değerleri korumak ve yeni değerler üretmek gibi bir sorumluluğumuz var. Bu denklemin bozulmaya, toplumsal örgünün ve kurgunun çözülmeye başladığı dönemlerde; ister istemez, sorumluluk bilincini kaybetmemiş olanlar harekete geçip tedbire yöneliyorlar.
Anlaşılan o ki; şimdilerde böyle bir süreci yaşıyoruz. Bir yandan, "korunmak" için dahili ve harici gafillerle, hainlerle zorlu bir mücadele verirken; öte yandan, "arınmak" için suyun kaynağına doğru koşuyoruz.
Çünkü var olmak, ayakta kalmak, yükselmek, ileri gitmek istiyoruz. Kirlerimizi yıkamaz, kurtlarımızı atmaz, yırtıklarımızı dikmez, arızalarımızı tamir etmezsek; uzun ömürlü olamayacağımızı biliyoruz.
İBRA, İHYA, İNŞA
İbra; geçmişe dair her ne varsa aklanması, ayıklanması, temize çıkarılıp onaylanması demek. Dünün hesabını verip, bugüne pürüzsüz girebilmek.
Kamu kurumlarının, özel sektör kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin genel kurullarında; ortak, sabit, stratejik gündem budur. İnsanoğlu, en son musalla taşında; "Nasıl bilirsiniz?" diye sorularak ve kendisini tanıyanlardan helallik alınarak ibra olunur.
İhya; canlandırmak, uyandırmak, tazelemek, tamir etmek, şenlendirmek, imar edip yeniden hayat kazandırmak gibi anlamlara gelir. Bir araziyi aykırı unsurlarından arındırıp, tarıma elverişli hale getirmek gibidir.
Bu süreç; içinde bulunduğumuz zamanın, mekânın, makamın, imkânın hakkını vermek, gereğini yapmak, amacına uygun hale getirmek gibi anlamları, açılımları ifade eder. Başaramayanlar, kotaramayanlar; bir basamak aşağı düşer, bir adım geriye gider.
İnşa; geleceğe yatırım yapmaktır. Yarınlarda yükselecek binaların; bugünlerde temelini atmaktır.
Dünü ibra, bugünü ihya etmeyi başaranlar; yarını inşa etmenin de yolunu bulurlar. Eksik bırakanlar, yanlış yapanlar; torunlarına kötü bir miras bırakmış olurlar.
EMELLER VE AMELLER
Dünyanın en seçkin şahsiyetleri dahil; iş yapanlar, az ya da çok hata yaparlar. Yola çıkıp yolcu olanlar; içinden geçtikleri çevrelerin ve ortamların isinden, dumanından, tozundan, çamurundan bir şeyler kaparlar.
Önemli olan; zaman zaman kendimizi kontrol edip, yıkanmak ve arınmaktır. Yaşadığımız tecrübelerden ders alıp; her adımda biraz daha akıllanmaktır.
Çıkışımız iyi de olsa; akışımıza kötülükler bulaşmış olabilir. Emelimiz doğru da olsa; bilerek ya da bilmeyerek, isteyerek ya da istemeyerek, amelimiz arızalı hale gelebilir.
Yapılacak şey; aşk ile şevk ile bir dahi, özümüze dönmektir. İbreyi doğrultup; kendimize ve çevremize yeniden istikamet vermektir.
Biz buna, kavli ve fiili dua diyoruz. Gerekirse özür ve tevbe mekanizmasını işletip; kaderin ve kalplerin sahibine sesleniyoruz:
Ya Rabb!
Çıkışım imbik kayalardandı gerçi;
Akışım çorak topraklardan oldu,
Çamurlara bulandım.
Götür enginine arıt beni.
Emelim saadetti, sükûnetti gerçi;
Amelim deli rüzgârlara boğuldu,
Tepelerde dolandım.
İndir dağ dibine durult beni.
TEMİZLENME, TAZELENME
Bilmiş olalım ki, hepimiz; aynı havuzda yüzen insanlar gibiyiz. Hanenin de, havuzun da sahipleriyiz. İçimizden birileri, havuzu kirletiyorsa; hepimiz kirli su yutuyoruz demektir. Tedbirimizi alıp temiz olmasını ve kalmasını sağlamazsak; bu kirlenmenin arkasından zehirlenme gelecek, adım adım ölüme doğru gidilecektir.
Bir başka ifadeyle; hepimiz aynı geminin yolcularıyız. Gemimiz su alıyorsa; farelerle birlikte biz de batarız.
Bu işin lâmı, cimi yok; imanımızı, abdestimizi, niyetimizi, gayretimizi tazelemeliyiz. Bunun için aklımızı, ruhumuzu, bedenimizi temizleyip; ganimet beklemeden nöbet tutan askerler haline gelmeliyiz.
Şüphesiz doğru olan; temizlenmeye ve tazelenmeye kendimizden başlamaktır. Önce nefsimizi ve şeytanı, sonra nefsine ve şeytana uyanları taşlamaktır.
Aksi taktirde; yanlış adamlar ve adımlar hepimizi bitirecek. Küçük adamların küçük hesapları; büyük bir milletin, asırlar sonra yeniden yeşeren yaşama ve yaşatma davasını sona erdirecek.
Lütfen herkes kendine gelsin, sorumluluk alsın. Bilumum maskeler yırtılsın; ak koyun ile kara koyun belli olsun.